GELİBOLU’YU ANLAMAK

18 Mart 1915’den 18 Mart 2009’a Çanakkale Deniz Zaferi ( Melike Bayrak)

Birinci Dünya Savaşı içerisinde Osmanlı devletinin en yoğun en kanlı mücadelelerinin yaşandığı cephelerden biridir Çanakkale Cephesi. Çanakkale cephesinde muharebeler 3 Kasım 1914 tarihinde daha resmen taraf devletler birbirlerine savaş ilan etmeden başlamış, 9 Ocak 1916 tarihine kadar devam etmiştir. 3 Kasım 1914’te başlayan muharebeler Çanakkale boğazı sadece deniz gücü ile geçilebileceği düşünüldüğünden 18 Mart 1915 tarihine kadar deniz muharebeleri olarak devam etmiştir. İtilaf Devletleri 18 Mart günü büyük bir donanma ile geldikleri Çanakkale boğazından geri dönmek zorunda kalmışlar ve sadece deniz gücü ile Çanakkale boğazını geçemeyeceklerini anlamışlardır. Daha sonra deniz ve kara gücü kullanarak boğazı geçmeyi düşünmüşler ve 25 Nisan sabahında 8,5 ay sürecek kara muharebelerini başlatmışlardır. Oysaki 18 Mart 1915 günü Büyük bir donanma ile Boğaza geldiklerinde Çanakkale cephesinde bulunan askerlerimiz, komutanlarımız “Çanakkale geçilmez” sözünü Donanmaya ve tüm dünyaya anlatmışlardı.


 


18 Mart günü Çanakkale boğazının geçilememesi, uzun yıllar savaşlar ve topraklar kaybetmiş, artık güçsüz durumda olan ve hatta “Hasta Adam” olarak adlandırılan, Osmanlı devletinin büyük bir başarısı oldu. Tüm Osmanlı coğrafyası bu haberi sevinçle karşıladı. 20. yüzyılın başlarında dünyanın en büyük devletlerini oluşturan İtilaf Devletlerinin (İngiltere – Fransa ve Rusya) 18 Mart günü Çanakkale boğazından geri dönmek zorunda kalması, Türklerin büyük bir zaferi idi. Çanakkale cephesinde bulunan komutanlarımız ve askerlerimiz 9 Ocak 1916’ya kadar 18 Mart günü kazanılan zaferin manevi gücünü hissederek muharebelere devam ettiler… Bu manevi gücü tazelemek amacıyla her yıl 18 Mart günleri anılmıştır.


 


1918 yılına kadar devam eden Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devleti hala savaşın içerisinde olmasına rağmen 18 Martın ilk yıldönümü olan 1916 yılında dahi askeri bir tören yaparak, bu zaferi diğer cephelerde savaşmaya devam eden askerlerine ve halkına hatırlattı.


 


Her sene 18 Mart günü, hem bu zaferi tüm ulusa hatırlatmak, hem de Çanakkale cephesinde destan yazan tüm şehitlerimizi, gazilerimiz, askerlerimizi ve çok değerli komutanlarımızı anmak amacı ile törenler yapıla gelmiştir.


 


 


İlk törenin yapıldığı 18 Mart 1916 yılından 2008 yılında 18 Mart’ın 93. yıldönümünde yapılan törenlere bakacak olursak, coşkunun istikrarlı bir şekilde devam etmediğini görürüz. Bazı yıllar çok sönük geçen törenlere karşın bazı yıllarda amacını bile aşan şaşalı törenler yapıldığını görüyoruz. 18 Mart törenlerindeki coşkunun neden böyle istikrarsızlık gösterdiği ise büyük bir muamma…


 


 


18 Mart 1927 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi


“ŞANLI BİR ZAFER GÜNÜNÜN YILDÖNÜMÜ”


Başlıklı haber birinci sayfada yer almıştır.


 


 


 


18 Mart 1936  Cumhuriyet Gazetesi


(18 Mart  Çanakkale ile ilgili hiçbir haber yok) 



18 MART 1952 Cumhuriyet Gazetesi


“BUGÜN ÇANAKKALE ZAFERİNİN 37. YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYORUZ”


Başlıklı haber birinci sayfada yer almıştır


 



  


18 Mart 2007 Çanakkale Şehitler Abidesi Tören alanı


 


Çanakkale Savaşları, son yıllarda gündemde olması dolayısıyla da artık bir zafer olarak biliniyor ve Çanakkale destanı konusunda hemen hemen her yaş grubundan insanlarımızın bilgisi yavaş yavaş oluşuyor. Çanakkale Savaşları ile ilgili her kesimden insan bir şeyler konuşuyor, yazıyor, çiziyor… Peki, bu yapılanların ne kadarı Çanakkale savaşlarını – 18 Martı – gerçekten anlayarak, tarihi önemini bilerek ve Siyasi, sosyal, ekonomik vs. bir çıkar gözetmeksizin yapılıyor?


 


18 Mart 1915 günü Çanakkale cephesinde yaşanan o büyük muharebeye – Zafere – Kronolojik olarak bakacak olursak;


 


BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÇANAKKALE CEPHESİ VE 18 MART


 


Birinci Dünya Savaşı, 28 Haziran 1914 günü askeri manevraları izlemek için Saray Bosna’da bulunan Avusturya Macaristan veliahdı Fransız Ferdinand ve Eşinin, Sırbistan’ın birleşmesi için uğraş veren Kara El örgütüne mensup Gavrilo Prinçip adlı bir Sırplı tarafından öldürülüşü ile başladı. (bu olay Birinci Dünya Savaşının başlamasına sebep olarak gösterilen olaydır.)


 


29 Ekim 1914 günü Karadeniz de bulunan Osmanlı Donanması, Odesa’yı, Sivastopol’u, Nevorasiski’yi, Kefe’yi bombardıman etti. 


 


3 Kasım 1914 günü İngiltere ve Fransa filosu Çanakkale Boğazının giriş tahkimatını bombardımana tuttu. 


 


5 Kasım 1914 günü İngiltere, Osmanlı Devletine Resmen savaş ilan etti.  


6 Kasım 1914 günü Fransa Osmanlı Devletine resmen savaş ilan etti.


11 Kasım 1914 günü Osmanlı Devleti İtilaf Devletlerine Savaş ilanı etti. 14 Kasım 1914 günü Osmanlı Devleti Cihad-ı Ekber ilânında bulundu.


27 Eylül 1914 günü Çanakkale Boğazı, bütün gemi geçişlerine yasaklandı. 7 / 8 Mart 1915 günü 18 Mart günü çok etkili olacak 26 mayınlık 11. mayın hattını Nusrat mayın gemisi Çanakkale boğazına döşedi. (Saat 05.00’dan itibaren Erenköy koyuna 100 metre Aralıklarla 4,5 metre derinliğine 26 adet mayın dökülmüştür.) [1]


 


Bu şekilde Osmanlı Devleti, gelişen olaylar karşısında henüz seferberliğini de tamamlamadan kendini sıcak savaşın içerisinde buldu ve birçok cephede birden savaştı.


 


Birinci Dünya Savaşı İçerisinde Çanakkale cephesi açılması için İtilaf devletlerinin siyasi – askeri ve ekonomik birçok nedeni vardı. Cephenin açılmasının temel sebebi ise siyasi emeller idi. İngiltere boğazların kontrolünü Rusya’ya yardım maksadı ile Ruslardan önce ele geçirme fikrindeydi.  


 


İtilaf devletlerinin her biri Osmanlı devleti üzerinde olan menfaatleri peşinde koşuyorlardı. Osmanlı devletine karşı bir sefer yapılması fikrini ilk defa ortaya atan Churchill oldu. İngilizler ve Harbiye Nazırı Kitchener buna taraftar değildi, Çünkü bu sefer için elde yeterli kuvvet yoktu. 38’lik topları olan Queen Elizabeth gibi kuvvetli gemiler ile boğazın açılacağını düşünülüyordu.[2]  


 


Çanakkale, Türklerin maddi manevi kuvvetlerinin en hassas yeri olan İstanbul’a giden istikametti. Bu istikamet aynı zamanda Rusları en kısa yoldan müttefiklerine bağlıyacak bir yoldu. İngilizler boğazın donanma kuvveti açılabileceğini ümit ediyorlardı. İngilizler boğazı işgal edince, zaferi kazandıkları takdirde döktükleri kanların pahasına bu çok önemli geçidi ellerinde tutacaklar ve siyasi emellerinden birine daha ulaşmış olacaklardı.[3]


 


Çanakkale boğazının sadece donanma ile geçilebilmesi konusunda İngilizler hayale kapılmışlardı. 1807 yılında İngiliz donanması İstanbul önlerine gelmeyi başarmış, Marmara’da fazla kalamayarak geri dönmüştü. 1906 yılında İngilizler bu meseleyi yeniden düşündükleri zaman Boğazın yalnızca donanma ile zorlanmasında bir fayda görmediklerine kanaat getirmişlerdi. Bütün bu tecrübelere rağmen İngiltere’yi başarılı olabileceği konusunda ümitlendiren düşünce ise Osmanlı devletinin Balkan savaşlarındaki yenilgisi, Sarıkamış ve Kanal cephesindeki başarısızlığının etkisi vardı. Onların kanaatine göre İngiliz donanması İstanbul önünde görününce Osmanlı devleti teslim olacak, Balkan Devletleri de İtilaf Devletlerine katılacaktı.[4]


 


İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Cephesindeki Savaşları 11 Ocak 1915 günü Akdeniz donanma komutanı Amiral Carden’in Çanakkale’ye sefer düzenlenmesi ile ilgili planını deniz bakanı Churchill’e sunması ile aktivite kazandı. 13 Ocak 1915 günü İngiliz savaş konseyi Çanakkale’ye düzenlenecek sefer ile ilgili Carden planını kabul etti. 15 Ocak 1915 günü İngiliz Donanma Komutanlığı Akdeniz filosuna Çanakkale seferi için hazırlık emrini verdi. Böylece İngiliz Savunma Bakanı Churchill’in boğazın yalnızca deniz gücü kullanılarak geçilmesi fikri kabul edilerek hazırlıklara başlanıldı. 15 Ocak 1915’te Londra’da toplanan savaş komitesinin deniz gücü ile boğazı geçme planı olarak benimsedikleri Amiral Carden planının evreleri şu şekilde idi;


 


Boğazın giriş istihkâmlarının düşürülmesi


Kepez’e dek olan iç savunma hattının tahribi,


Boğazın dar kesimindeki istihkâmların düşürülmesi,


Mayın tarlalarının temizlenmesi,


Boğazın dar kesimine hâkim olan savunma tertibatının düşürülmesi,


Donanmanın Marmara’ya girmesi. [5] 


 


Bu planın uygulanması için harekâta başlangıç tarihi olarak 19 Şubat 1915 günü seçilmiştir. 19 Şubat 1915 günü Amiral Carden komutasında İngiliz – Fransız ortak filosu üç grup halinde Çanakkale boğazının giriş tabyalarını (Seddülbahir – Ertuğrul – Kumkale – Orhaniye tabyaları) bombardıman etti Fakat bir başarı elde edemedi. 25 Şubat 1915 günü Çanakkale boğazı giriş tabyalarını tekrar bombardıman etti ve Çanakkale boğazı giriş bölgesindeki tabyaları susturmayı başardı.  Amiral Carden’in planındaki evreleri uygulayabilmek için muharebeler 18 Mart’a kadar da sürdürüldü.


 


 


18 MART 1915 DENİZ MUHAREBESİNİN KADROSU


 


1).ÇANAKKALE CEPHESİNDE BULUNAN TÜRK BİRLİKLERİ


 


Çanakkale Boğazı, Müstahkem Mevkii koruması altında idi. Müstahkem Mevki,  kolordu yetkisinde ve doğrudan başkomutanlığa bağlıydı. Cevat Paşa Komutasındaki Müstahkem Mevki; 2. ağır topçu tugayı, (3. 4. ağır topçu alayları) Erenköy ağır topçu bölge komutanlığı, (8 ağır topçu alayı, 3. numune ağır topçu ve 4. muhasara topçu taburları) 9. ve 11. piyade tümenleri müstahkem Mevki bağlıları, ikişer istihkâm inşaat ve amele taburu, birer istihkâm, muhabere bölüğü, uçak, ışıldak ve cephane depo müfrezelerinden oluşmakta idi. Komutanlık ayrıca 3. kolordu kuruluşunda olup Eceabat’ta genel ihtiyatta bulunan Kurmay Yarbay Mustafa Kemal komutasındaki 19. Tümene emir vermek yetkisinde idi. [6]


 


 


Müstahkem Mevki Komutanı: Mirliva Cevat Paşa


Müstahkem Mevki Kurmay Başkanı: Yarbay Selahattin (Adil) Bey


19. Tümen komutanı: Kurmay Yarbay Mustafa Kemal


2. Ağır Topçu Komutanı: Albay Talat Bey


3. Ağır topçu Alay Komutanı: Yarbay Ömer Zeki


4. Ağır topçu. Alay Komutanı: Binbaşı Kemal


Obüs Bölgesi Komutanı: Yarbay Wherle


5. Ağır Topçu Komutanı: Yarbay Macit Bey


Kepez Soğanlı Grubu Komutanı:  Binbaşı Hasan Bey


Mayın Grup Komutanı: Binbaşı Nazmi Bey


Çanakkale Grubu Komutanı: Yarbay Zeki Bey


Çanakkale Grubu Komutanı:  Binbaşı Kemal


Kepez Grubu Komutanı: Yüzbaşı Mithat


Erenköy 8. Ağır Topçu Alay Komutanı: Yarbay Mehmet Zekeriya


Güney Grubu Topçu Komutanı: Binbaşı Rıfat  


Projektör Sorumlusu: Yüzbaşı Ahmet Hidayet  


Anadolu Hamidiye Tabyası Komutanı: Binbaşı Wossidlo Bischhoff


Anadolu Batarya Kumandanı:  Yüzbaşı Harşel


Anadolu Hamidiye Tabur komutanı: Yüzbaşı Sırrı Bey


Rumeli Mecidiye Tabyası Komutanı: Manastırlı Yüzbaşı Hilmi (Şanlıtop)


Namazgâh tabyası Batarya Kumandanı Üteğmen Kazım Bey 


Dardanos grubu Komutanı: Yüzbaşı Mithat


Dardanos Bataryası Komutanı Üsteğmen Kilitbahirli Hasan Hulisi Bey


Dardanos Bataryası Komutanı (Üsteğmen Hasan’ın yerine): Yüzbaşı Muhittin


Mesudiye Bataryası Komutanı:  Yüzbaşı Ahmet Bey


Orhaniye Tabyası Komutanı: Teğmen Voerman


Baykuş grubu ( Mesudiye tabya) Komutanı: Binbaşı Hasan


Seddülbahir Batarya Komutanı:  Yüzbaşı Şemsettin (Çamoğlu) Bey


Nusrat Mayın Gemisi Komutanı: Kidemli Yüzbaşı Hakkı Bey


 


 


2). İTİLAF DEVLETLERİ’NİN BİRLİKLERİ


 


Birleşik Filo: Amiral Carden komutasında kuruldu. 16 Marttan itibaren Filo Komutanı Amiral De Robeck’tir. 18 Mart günkü kuruluşta ikisi İngiliz biri Fransız olmak üzere üç deniz tümeninden oluşmaktadır.


 


Filonun Kurmay Başkanı Komodore Roger Keyes,


İkinci Komutan Amiral John De Robeck,


Mondros Üs Komutanı Amiral Rosslyn Wemyss.


Fransız filo Komutanı: Guepratte


 


1. Tümen Komutanı: Amiral De Robeck


2. Tümen Komutanı: Albay Hayes Sadler


3. Tümen Komutanı: Amiral Guepratte


 


Savaş gemileri:


Oueen Elizabeth,


Agamemnon,


Lord Nelson,


Ocean,


Irresistible,


Albion,


Vengeance,


Swiftsure,


Majestic,


Canopus,


Cornwallis,


Prince George,


Triumph,


 


Kruvazörler:


Inflexible (Muharebe Kruvazörü)


Sapphire,


Amethyst,


Dublin,


Darthmouth,


Ark Royal (Uçak gemisi),


Blenheim (depo gemisi),


16 adet torpidobot,


6 denizaltı,


21 mayın tarama gemisi.


 


Fransız filosu Komutanı:  Amiral Guepratte


Savaş gemileri:


Suffren,


Bouvet,


Gaulois,


Charlamagne,


Bir kruvazör,


Altı torpido gemisi,


Dört denizaltı,


Rus Donanması’ndan Askold gemisi.


 


 


18 MART 1915…


 


18 Mart 1915 Perşembe günü, durgun bir deniz ve güzel bir hava ile başladı…


 


08.00’da havalanan bir keşif uçağı Bozcaada, İmroz ve boğaz ağzı bölgelerinde çeşitli sınıftan birçok düşman harp gemisi gördüğünü rapor etti.


08.15’de Queen Elizabeth muharebe gemisinin direğinde Mondros Limanı’nda “ileriye hareket” flaması çekildi. Bu bir emirdi.


10.00’da Müttefik donanması Boğaz girişine yaklaşmaya başladı.


10.25’de Türk tarafından havalanan bir Alman tayyaresi Boğaz’a yaklaşmakta olan düşman hattını bildirdi.


 


10.30’da Altısı ileride ve dördü geride olarak 10 muharebe gemisi boğaza doğru ilerlemekte oldukları kıyı gözetleme postaları tarafından bildirildi.


10.30’da 1. İngiliz Filosu, Agamemnon gemisi kılavuzluğunda Boğaz’dan içeriye girdi. Triumph ve Prince George savaş gemileri önlerinde beş muhriple birlikte boğaza doğru ilerledikleri görüldü. Filo, 10 savaş gemisinin yanında karakol botları, önlerinde bir mayın tarama gemisini, Colne ve Chelmer zırhlıları eşliğinde Boğaz’dan içeri girdiler. Filonun önündeki muhripler muharebe alanını taramakta ve savaş gemilerine yol açmaktaydılar. Triumph ve Prince George muharebe gemileri kanatlardan ilerleyerek yarım saat sonra atış mevkilerine vardılar ve bombardımana başladılar. Boğaz girişindeki obüsler her iki taraftan ateşe başladılar. Ancak bu atışlarda pek etkili olmadı. Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson ve İnflexıble ile kanatlarda, Prens George ve Triump 14.000 yarda (12.800 metre) hattına ulaşıldığında mevkilerini aldılar. Bu esnada Fransız Filosu, B Hattını oluşturmak üzere hazır beklemeye başladı.


 


11.00’e doğru Seddülbahir yönünden savaş gemileri görülmeye başladı. En önde Triumph, bunu sırayla Agememnon, Lord Nelson, Queen Elizabeth, İnflexıble, Prens George muharebe gemileri izlemekte idi. Bundan sonra beş torpido birer birer Seddülbahir önünden çıkarak Kumkale’ye doğru Çanakkale boğazının önünde bir hat oluşturduktan sonra sola çark ettiler.


 


11.00’de savaş gemileri, Kumkale gerisinden açılan obüslerin etkisi altına girdi.


 


11.15’te Triumph, Anadolu yakasına Halileli sırtlarına ilk mermisini attı ve İntepe’deki 120 mmlik toplardan karşılık gördü.


 


İtilaf devletleri donanmasının en güçlü zırhlıları olan;


Queen Elizabeth: 5 adet 38.1’lik, 16 adet 15.2’lik, 12 adet 7.6’lık


Agememnon: 4 adet 30.5’lik, 10 adet 23.4’lük, 15 adet 7.6’lık


Lord Nelson: 4 adet 30.5’lik, 10 adet 23.4’lük, 15 adet 7.6’lık


İnflexıble: 8 adet 30.5’luk 16 adet 15.2’lik topları vardı.


 


11.25’de önde Queen Elizabeth olmak üzere 1. tümen gemileri atışlara başladı. Bu atışlar hedeflerine ulaşıyordu. Tabyalardan bunlara karşılık verilemiyor, sadece birkaç mermi atılabiliyordu. Mayın hatlarını koruyan bataryalarda, obüsler ateşlerini arttırdılar.


1. Tümenin atış taksimi şu şekilde idi:


Queen Elizabeth; Anadolu Hamidiye tabyaları – Çimenlik kale ve tabyası, 


Triumph; Dardanos bataryası ve Anadolu yakasındaki obüsler,


Lord Nelson; Namazgâh tabyası,


Agememnon; Rumeli Mecidiye tabyası, 


İnflexıble; Rumeli Hamidiye tabyası,


Prens George; Tenker ve Baykuş bataryaları.


 


Queen Elizabeth muharebe gemisinin ateşe başlamasından on dakika sonra A hattındaki gemilerin tümü ateşe başladılar.


 


11.45’de Queen Elizabeth’in Çanakkale’de gümrük binası arkasına düşen 38’lik mermisi şehirde yangına neden oldu.


 


11.50’de Çimenlik kalesi istihkâmındaki bir bataryanın cephaneliği patladı.


11.55’de Agamemnon ile Lord Nelson, Rumeli Mecidiye Tabyasını bombardıman altına aldı. Bu sırada Dablin krüvazözü Yenişehir’i bombardıman ediyordu.


11.59’da Weymouth Kruvazörü, Kumkale arkasından görünmeye başladı. Yenişehir mevkiini toplarıyla dövmeye başladı.


12.00’da Müstahkem mevkiinde muhabere santrali isabet aldı. Genel karargâh ile istihkâmların irtibatı kesildi. Triumph, topları ile Çanakkale’yi dövüyordu. Rumeli Hamidiye tabyasında 2 top kullanılamaz hale geldi.


12.06’da Amiral de Robeck yapılan tahribatı yeterli gördüğünden 3. Filo’ya B Hattını oluşturmak üzere harekât emrini verdi. 1. Tümenin arasından geçerek daha yakın mesafeden bombardımana katılmasını emretti. GK Fransızlara ait 3. Filoda Amiral Guepratte komutasında Suffren, Bouvet, Charlemagne ve Gaulois isimli 4 gemisini vardı.  Guepratte, iki gemiyi Anadolu sahili, iki gemiyi de Gelibolu sahili tarafından 1. Hat gemilerinin atışlarını engellemeyecek şekilde ilerletti. Fransız gemilerinin sahilden daha yakın ilerlemeleri, kıyılardaki kara bataryalarının ateşlerini hızlandırdı.


 


12.16’da Erenköy obüsleri İnflexıble’ın mesafesini kestirdiler. İnflexıble’ın 12 inçlik topu kullanılmayacak şekilde hasar görmüştü ve bir merminin üst güverteye düşmesiyle üç personeli kaybedilmişti. 


 


12.20’de 2. hattı oluşturacak Fransız gemileri, 1. hattın yanından geçtiler. Tam bu sırada İnflexsible’nin prova köprüsüne bir vuruş kaydedildi ve telsizi çalışmayacak duruma geldi. Bundan sonraki üç dakika içerisinde üç isabet daha aldı. Birinci vuruş prova köprüsünün üstünü tutuşturmuştu. Queen Elizabeth’in 38’lik bir mermisi Çimenlik tabyasının cephaneliğine düştü ve dumansız barut fıçılarını tutuşturdu. Çimenlik istihkâmlarının boğazın girişine dönük cephesi tamamen tahrip edilmişti.



12.23’te Inflexible gemisine refakat eden istimbot battı.



12.25’de Anadolu Hamidiye Tabyası’naa kışlaya düşen bir mermi kışlanın kalan kısmını da yıktı.



12.27’de Prince George muharebe gemisi baykuş Tabyası’nı ateş altına aldı.


 


12.32’de Fransız gemileri İngiliz gemileri ile tüm tabya ve bataryaları atışa başladılar. Muharebe çok şiddetlendi.


 


12.45’de Mayınların patladığı hissedilmektedir. 1. hatta bulunan gemilerden Agamemnon muharebe gemisi ile İnflexible muharebe kruvazörü hasar görmeye başladı. Erenköy güneyinden 4 obüsten oluşan bir batarya ateşini Agamemnon üzerine toplamış ve saat 12.45 te mesafesini belirlemişti. 25 dakika içinde gemiye 12 isabet sağladı. Bu isabetlerde personel kaybı olmamış fakat Agamemnon’un 9.2 inçlik bir topuyla12 inçlik iki topu hasar gördü.


 


12.46’da Erenköydeki bataryalar İnflexıble’yi atış menziline aldılar. Attığı ağır mermilerden birisini Inflexıble’ın çok yakınına isabet ettirdiler. Mermi Gemiye çarpmamasına rağmen, hemen suyun yüzeyinde patladığı için geminin sol tarafında iki bölmelik büyük bir delik açtı. Aynı zamanda geminin sağ tarafı su kesiminin üzerinden yara alması ve pruva direğine çarpan başka bir merminin de güvertede yangın çıkarmasıyla geminin komuta kontrolünde zafiyetler başlattı. Geminin muhaberesi de kesildi. Gemi, yangını söndürmek ve atış menzilinden çıkmak üzere 1. hattın 1 mil kadar güneyine çekildi.


 


12.56’da Değirmen burnu tabyasında büyük bir patlama meydana geldi


13.00’da ikinci hatta ilerleyen Fransız muharebe gemileri savaş hattına yaklaştılar ikisi sağ, ikisi sol hatta ilerleyerek 1. hatta ulaştılar ve geçtiler. Bombardımanın şiddeti gittikçe arttı. Türk bataryaları da şiddetle karşılık vermekte idi. Mecidiyenin açtığı ateşe baykuş ve Dardanos bataryaları da katıldı.


 


13.15’de altı İngiliz muharebe gemisi (2. tümen) Kumkale arkasından boğaza girmeye başladılar. Irresistible, Cornwallis, Vengeance sisteminde altı İngiliz muharebe gemisi çıkarak Seddülbahir doğrultusunda bir süre ilerledikten sonra alabanda sancak ederek borda düzeninde önce Çanakkale boğazının ve sonra üçer üçer ortadaki gemilerin yanına ilerlemeye başladılar. Infilexible gemisine iki isabet sağlandı.  Bir 30,5 luk topu hasar gördü. Sonraki isabetlerde komuta köprüsü ve direk tahrip edildi.


 


13.15’de havuzlar bölgesindeki bataryaların ateşi kesildi. Mesudiye bataryası atışları ile Bouvet gemisinin köprü üstü ve dümen evinde yangın çıktı.


 


13.20’de amiral Guepratte 3. tümene taarruza geçiniz emrini verdi. Amiral gemisi Suffren ve bunu takiben Bouvet Anadolu sahiline yakın ve Gaulois ile Charlemagne Rumeli sahiline yakın olarak 1. hattaki gemilerin ateşine mani olmamak üzere yanlarından geçtiler. Binbaşı Wossidlo Hamidiye istikameti ile Bouveti ateş altına aldı. Fakat atış fasılalı yapılıyordu. 


 


13.25’de tabyalardaki topların bir kısmı, toprak altında kalmasından ve hasar görmesinden dolayı ateş edemediği için atış hızları oldukça azaldı.


 


13.29’da Infilexible gemisinin baş direkle çanaklık üst kapağına düşen bir sahra bataryası mermisi burada infilak etti. 3 kişi öldü. 2 subay ölüm derecesinde yaralandı ve 3 er hafif yaralandı.


 


13.30’da bir düşman uçağı yükseldiği görüldü.


 


13.38’de Merkez tabyalardan yapılan atışlar ile İngiliz keşif uçağı uzaklaştırıldı.


 


13.40’ta Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa Kilitbahir’den Çanakkale’ye dönüyordu. Cevat Paşa sabah saatlerinde Kirte’ye gitmiş, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ile görüşmüşlerdi. 14.00’da Çanakkale’ye dönene kadar vaziyeti Müstahkem Mevki Kurmay Başkanı Yarbay Selahattin üstlenmiştir.


 


13.45’te Türk topçusunun ateşi çok azaldı. Amiral De Robeck gemilerin kesin sonuç alma yerine yaklaşmaları ve mayın tarama faaliyetlerine başlayarak mayın bölgesine gerekli geçidi açtırmak üzere emir verme zamanının geldiğini düşünerek geride bulunan Albay Hayes Sadler komutasındaki 2. Tümenin, B Hattını oluşturan ve hasar görmekte olan Fransız tümeninin yerine geçmesini emretti.


 


13.47’de büyük bir mermi Infilexible’nin su kesiminde aşağıya ve gemiye çok yakın olarak infilak etti. Bunun sonucunda su kesiminde aşağıya bir yara oluştu ve bu bölmeler su ile doldu. Infilexible’ye harp sahnesini terk etmesi emri verildi. Muharebe kruvazörü ağır yaralı olarak harp sahnesini terk etti.


 


13.50’de Agamemnon zırhlısı da aldığı 7 isabet sonucu Inflexible ile aynı kaderi paylaştı. Gemilerden yapılan top ateşi kesildi.


 


13.54’de B Hattındaki Fransız gemileri boğazını terk etmeye başladılar.  Suffren önde ve Bouvet arkasında. 3. tümen geriye çağırıldığı sırada Bouvet Namazgâh tabyasını bombardıman etmekte idi. Bu esnada, Gaulois’in durumu da kritik bir hal almıştı. Suya batık başı ile muharebe dışı olmuş durumda yalnız başına hareket etmekte idi. Gemi baş tarafı suya gömülü bir şekilde 3 mil süratle boğaz çıkışına ilerledi ve Bozcaada kuzeyindeki Tavşan adalarına baştankara yapılarak batmaktan kurtarıldı.


 


14.00  Birden Bouvet’nin sancak tarafında, büyük bir patlama meydana geldi. Birkaç dakika sonra diğer bir büyük patlama oldu. O anda ortalığı kara bir duman kapladı. Geminin ön tarafında büyük bir rahne görüldü ve takriben 3 dakika sonra alabora oldu. Bouvet patlamadan birkaç dakika sonra battı. Bouvet vuruldu ve 639 kişilik mürettebatıyla alabora oldu. 639 kişilik personelden ancak 5 subay ve 30’er olay yerine gelen Agamemnon ve Fransız gemileri tarafında kurtarıldı. Nusrat mayın gemisinin mayınları etkisini göstermeye başlamıştı. (bazı kaynaklarda 66 kişi kurtarıldığı yazılı)


 


 Türk tabyalarının atışlarında ağırlaşma görülmeye başladı. Rumeli mecidiyesinden sadece bir, iki top ateş etmekte idi. Siperlerden dökülen topraklar, top döşemelerini kaplamış ve kamalarını sıkıştırmıştı. Dardanos bataryası sustu.


 


14.10’da Birleşik Filo’da Bouvet’in beklenmedik batışı şaşkınlık yaratmıştı. Queen Elizabeth ve Lord Nelson dışındaki gemiler ateşi kesmişti. Fransız gemilerini değiştirecek olan Albay Sadler, Bouvet’nin batışına ve Gaulois’in kötü durumunu görmüştü.



14.30’da Düşmanın altı balıkçı gemisi mayın aramak için olay yerine geldi.  İnflexible Kruvazörü yangını söndürüp, basit onarımlarını yaparak A Hattındaki mevkide yerini aldı.


 


14.31’de Albay Sadler komutasındaki 2. Filo; Amiral gemisi Ocean, Anadolu yakasına yakın ve Vengeance muharebe gemisi de, Boğaz’ın batı yakasında, bunların arasında Albion ve Irresistible vardı. B Hattını oluşturan bu gemileri desteklemek üzere Swiftsure ve Majestic bulunuyordu.  B Hattını yeniden oluşturacak 2. Filo A Hattından geçerek ilerlediler.


14.39’da 2. Filo 12.000 yarda mesafeden ateşe başlayarak 10.000 yarda mesafeye kadar yaklaştılar; Vengeance, Anadolu Hamidiyesi’ne; Irresistible, Namazgâh tabyasına; Ocean ise Rumeli Hamidiyesi’ne ateş ediyordu. Merkez tabyaların karşılığı, yeterli ölçüde değildi. Anadolu Hamidiye tabyası, hızlı ateş edebilen tek tabya idi. Vengeance Anadolu hamidiye tabyasını ateşi altına adlı.


14.52’de B Hattı gemileri yoğun bir şekilde istihkâmları ateş altına almıştı. Bir tek Anadolu Hamidiye tabyası hız kesmeden ateşe cevap vermekteydi.


15.00’da Yarım saat süren duraksamadan sonra ateş yeniden şiddetlendi. Anadolu hamidiye tabyasındaki toplar önce Agamemnon, sonra da Irresistible ile muharebeye devam etti. A hattındaki İngiliz gemileri 14.000 yardadan (12.800 metreden) bombardımana devam ediyorlardı.


 


15.07’de Vengeance’nin attığı mermilerden biri Rumeli tabyasının arka tarafında, büyük bir yangın meydana getirdi. Birkaç dakika sonra Rumeli Hamidiye tabyası ateşi kesmişti. Bundan sonra Ocean gemisi namazgâh tabyalarını bombardıman etti.


 


15.14’de Irresistible gemisinin yanında büyük bir patlama oldu. A hattı gemilerine rağmen etkinliğini devam ettiren Anadolu Hamidiye tabyası 14.000 yardadan ateşlerini Irresistible üzerine yönlendirmişti. Bunun sonucunda geminin yan tarafında şiddetli bir patlama meydana geldi.


 


15.15’de Namazgâh Tabyası’na düşen bir mermi kışlanın çatısını uçurdu. Amiralin raporuna göre bütün tabyalar, hızlı ve nişanlamaları sağlıksız bir şekilde ateşlerini sürdürüyorlardı.


15.20’de Anadolu Hamidiye Tabyası ateşini yeniden Irresistible’a yöneltti. Infilexible muharebe kruvazörü mayınlar tarafından oluşan bir yangını söndürerek hattaki yerini tekrar almıştı


 


15.32’de Irresistible muharebe gemisinin hafifçe yan yattığı görüldü. Gemiye yöneltilen ateş devam ettiğinden, Amiral De Robeck B Hattı savaş gemilerine mesafelerini açmaları emrini verdi. Tabyalar ara sıra ateşlerini kesseler de, gemilerin muharebe edemeyecek durumda olmaları apaçık belli idi.


 


16.00’da Çanakkale boğazı dışına keşif için bir uçak gönderildi.


 


16.05’de İnflexıble sancak baş omuzluğundan mayına çarparak yara aldı. Deniz yüzeyi altındaki baş torpido dairesi parçalandı. Gemi yana yatarak prova kesimi suya gömülmeye başladı. Aldığı yara nedeniyle hattan ayrılmak zorunda kaldı ve Bozcaada’ya yönelerek gemiyi karaya oturttular. 29 kişi öldü.


 


16.15’de İrresistible muharebe gemisi tabyalardan mesafe açma hareketi ile getirirken, 11.000 yarda çizgisine ulaştığında makineleri durdurmuş ve gemi akıntı hızına bırakılmış durumda iken bir mayına çarptı. Mayın, sancak makine dairesinin altından geminin merkez hattına çok yakın bir yerde patlamıştı. Makine dairesi suyla doldu. Burada görevli subay ve erlerden ancak 3’ü kurtarılabildi. Diğer muharebe gemileri, tabyaların ve bataryaların ateşlerini körletmek için, bombardımanlarını sürdürüyorlardı. Wear muhribi, İrresistıble’nin yanına geldi. Geminin komutanı Albay Dent, kurtulma olasılığı olmadığını görerek, gemiyi bırakmaya karar vermişti. Wear muhribinin komutanı, 28’i subay olmak üzere toplam olarak 582 Eri muhribe almayı başardı. İrresistıble’de Ocean muharebe gemisine yedekleme halatı vermek için 10 gönüllü kaldı.


16.35’de Amiral De Robeck 2. Filo’ya çekilme ve Ocean’ın Irresistible’i yedeğe alarak kurtarma emri verdi.


 


16.50’de Wear muhribi, kurtarılan personeli Qeen Elizabeth muharebe gemisine götürdü. Amiral De Robeck, o zaman geminin bir mayına çarpmış olduğunu öğrenebilmişti. Bunun üzerine ilerideki savaş hattını oluşturan gemilerin (2 nci Tümen) geri çekilmeleri için hemen emir verildi.


 


17.00’da düşmanın beş gemisi Bozcaada’ya çekilirken, Mecidiye tabyası Irresistible’ye ateş ediyordu.


 


17.10’da Wear muhribindeki İrresistıble’den kurtarılan personelin Queen elizabeth muharebe gemisine boşaltılması sona erdi. Wear muhribinin tekrar Ocean muharebe gemisinin yanına gitmesi ve Ocean İrresistıble’ı yedeğine alması, yoksa tehlikeli bölgeden çekilmesini Ocean’a bildirmesi emir edildi.


 


17.15’de Ocean Irresistible’a yaklaştı, ancak yedeğe alma şansı olmadığına karar verildi. İrresistible kruvazörü öbüs bataryaları tarafından şiddetli ateş altına alınmış fakat önemli bir hasar almamıştı. 17 15’te büyük bir infilak oldu. Baş kıç sancak tarafında büyük bir rahne açıldı. Gemi sancağı ağır meyletti ve baş taraf suya batmış bir şekilde gemi ikinci defa olarak harp sahnesini terk etti. Gemi şiddetle sarsıldı. Geminin sancak makine dairesinin altında bir mayın infilak etti. Ancak 3 kişi kurtarılabildi. Gemi Erenköy koyunda hareketsiz kaldı. 5 ağır obüs bataryası İrresistible üzerinde ateşlerini tevcih etmişlerdir. Birinci subay ile 26 er telef oldu.


 


17.30’da ateş kesildi.


 


17.50’de Irresistible, artık Rumeli Mecidiye Tabyası’na 10000 yarda (9.144 metre mesafede kaderine terk edildi.



18.00’de Amiral De Robeck Irresistible’ın kaderine terk edilmesi üzerine daha fazla kayıp vermemek için genel çekilme emri verdi. Geri kalan gemilerde geri dönmeye başlamışlardı.


 


18.05’te Ocean, Dardanos ve Soğanlıdere bataryalarının yoğun ateşleri altında geri çekilmeye başlamıştı. Ocean, İrresistıble ‘nin 1 mil kadar kuzeyinde iken sancak yönünde bir patlama oldu. Ocean mayına çarpmıştı. 15 derecelik bir açı ile eğildi. Aynı zamanda yine sancak tarafında kıçına yakın bir yere top mermisi isabet etti. Geminin sancak yönündeki kömürlükleri ile baş ve kıç geçitleri suyla doldu. Geminin dengesini sağlamak için iskele yan bölmelerine su doldurulduysa da gemide 15 derecelik bir eğilim görülmekte idi. Gittikçe yan yatan gemiyi kumanda eden subay, mürettebatı tahliye etme kararı aldı. Gemi komutanı oradan geçmekte olan Colne, Jed ve Chelmer adlı muhriplere yaklaşmalarını bildirdi. Dardanos bataryalarının çapraz ateşi altında muhripler büyük bir atılganlılıkla Ocean’daki personeli boşalttılar.


 


18.50’de ateş kesildi.


 


19.00’da Türk bataryaları tarafından İrresistible’nin battığı tarassut edildi.

 


19.30’da Ocean akıntının etkisiyle Morto koyuna doğru sürüklendi. Ocean için artık yapılacak hiçbir şey kalmamıştı. Gemi en sonunda, boğazın ortasında kaderine terk edildi. İrresistıble ve Ocean muharebe gemilerinin komutanları, Bozcaada’ya giderek De Robeck’e raporlarını sunduktan sonra, muhriplerle boğaza döndüler. Muhripler, 6 balıkçı gemisi ile birlikte İrresistıble’ı akıntıya çekmek ve Ocean’ın da akıntıdan çıkmasını engellemek üzere boğaza girmelerini emir aldılar. Muhripler gece yarısına kadar Çanakkale boğazı içinde aradılarsa da Her iki geminin de izine rastlayamadılar.


 


21.55’te Çanakkale müstahkem mevkii komutanı Cevat Paşa başkomutanlık vekâletine sunduğu raporunda, “bir düşman muhribi batırılmış, Bouvet mayınla batmış, İrresistıble ve Ocean pek ağır hasara uğramış bir durumda sulara sürüklenmişti. Düğer gemiler üzerinde kaydedilen isabetlerin sonucunu tespit etmek mümkün olmadı” diyordu. 



22.30’da Ocean muharebe gemisi akıntısında etkisi ile Morto koyunda battı.


 


23.00’da Jed muhribi tarafından gemilerin bir türlü bulunamadığı, doğrulandı. Canopus da gündüz gözüyle keşif gezisi yaptı fakat o da herhangi bir ize rastlamadı. Her iki gemi de boğazın derin sularına gömülmüştür.


 


 


SONUÇ


 


Büyük umutlar bağlanmış olan bu büyük taarruz, düşman için büyük bir hayal kırıklığı ile savunanlar için de şanlı bir zafer ile sonuçlanmıştır. Neticede Boğaz geçilememiş savaş iki yıl daha uzamıştır.  Boğazlar ticaret gemilerine açılmamış ve Rusya gibi ülkeler ekonomik olarak çökmüşlerdir. Balkan ülkelerini İngilizler tarafına değil, mesela Bulgaristan Osmanlı Devleti tarafına geçmiştir. En önemlisi de Boğazlar ve İstanbul, Ne Rusların ne de İngilizlerin eline geçmemiştir.


 


İtilaf Devletlerinin Zayiatı:


 


İtilaf devletlerinin üç büyük gemisini Ocean, Bouvet, Irresistible, battı. (40.400 ton) Dört gemi Inflexible, Suffren, Gaulois, Agamemnon, ağır yaralanmıştır. (41.600 ton) Donanma Eldeki kuvvetinin üçte biri kaybetmiştir.  Donanmanın sadece batan gemileri üzerinde; “10 adet 30,5’lik top, 2 adet 27,5’lik top, 24 adet 15’lik top, 8 adet 10’luk top, toplam top kaybı 44 olup, insan zayiatı ise 800’ü bulmuştur. [7]


 


 


Türk tarafı zayiatları:


 


İnsan zayiatı;


Dardanos bataryası: 3 subay 3 er şehit, 2 yaralı


Anadolu Hamidiye Tabyası: 3 er şehit, 8 yaralı


Rumeli Hamidiye Tabyası: 1 subay, 12 er şehit, 30 yaralı,


Yıldız Tabyası: 1 er şehit,


8‘inci Ağır Topçu Alayı 2’inci Ağır Topçu Taburu: 1 er şehit 9 yaralı


Numune Ağır Topçu Taburu: 1 er şehit, 3 yaralı,


Toplam: 26 şehit, 53 yaralı.


Almanlardan kayıplar ise: 3 er Ölü, 1 subay 14 er yaralı.


 


18 Mart 1915 günü Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı Topçusu’nun harcadığı cephane sayısı (zayiatı) ise; 


Anadolu Hamidiye Tabyası: 355/ 35luk 15 adet, 240/ 35luk 60 adet,


Namazgah Tabyası: 240/ 35 lik 33 adet,


Rumeli Mecidiye Tabyası: 240/ 35lik 93 adet,


Dardanos Bataryası: 150/ 40 lık 115 adet,


Baykuş Mesudiye Bataryası: 150/ 45lik 114 adet,


Tenger Havan Bataryası: 210/ 6.4 lük 17 adet,


8. Ağır Obüs Alayı 1. Obüs Taburu: 150/ 10.8 lik 838 adet,


8. Obüs Alayı 2. Obüs Taburu: 150/ 10.8lik 426 adet,


4. Ağır Topçu Taburu: 120/ 30 luk 142 adet,


Numune Ağır Obüs Taburu: 150/ 10.8 338 adet,


Hisarlık Obüs Bataryası: 120/ 11.6lık 59 adet,


TOPLAM: 2.250 mermi kullanılmıştır.  [8]


 


– Rumeli Hamidiyesi’nde iki topun döşeme ray, basamak ve yükseliş çarkları ağır hasar görmüş. Savaş dışı kalmıştır. 


– Anadolu Hamidiye Tabyası’nda bir topun kundak ve döşemesi ağır hasar görmüş; bir adet 240 mmlik top harap olmuş. Bu tabya dolaylarında 127 mermi çukur sayılmıştır.


– Çimenlik Tabyası’nda bir adet 240 mmlik top ağır hasar görmüş, top cephaneliğine mermi isabet etmesi sonucu yangın çıkmış;


– Mesudiye (Baykuş) Tabyası’na düşen mermiler toplarda hasara yol açmış ve bataryanın ateşini olumsuz etkilemiş;


– Namazgâh Tabyası’nda; kısa 210 ve 240 mmlik top harap olmuş, kullanılamayacak duruma gelmiştir.


– Obüs Bölgesi’nde ise dört adet Martin piyade tüfeği kullanılamaz duruma gelmiştir.


 


Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanlığı, 18 Mart günü bazı tabya ve bataryaların uğradığı çeşitli hasarları tespit ederek bu hasarları en kısa zamanda giderip ayakta kalmayı başaran bir komutanlık olmuştur.


 


Çanakkale Boğaz savunması, Kaleler, tabyalar, bataryalar, toplar ve denizde mayınlar, mania ağları ile sağlanmakta idi. 18 Mart günü zafer kazanmamızda Müstahkem Mevki askerlerinin başarısı büyüktü. Bu başarıda denizdeki mayınların özellikle 8 Mart sabahı Erenköy Koyuna Nusrat Mayın gemisi tarafından dökülen mayınların payı da vardı.


 


İtilaf Devletleri askerleri 18 Mart günü yaşadıkları başarısızlığa daha çok “Boğazdaki serseri mayınların” sebep olduğunu söylerler. Nusrat Mayın gemisin 8 Mart sabahı Erenköy koyuna döktüğü mayınların Boğaz muharebesinde etkisi büyük olmuştur, fakat Birleşik filonun boğazda başarısızlığa uğramasının tek sebebi değildir…


 


İngiliz Genarali Aspinall Oglander: “Pek uygun başlamış olan gün, bu meçhul mayın hattının o olağan üstü ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden tam bir başarısızlıkla sona erdi. Bu 20 mayının seferin talihi üzerindeki etkisi ölçülemez” demektedir.


 


Sir Corbert: “Felaketlerin hakiki sebebi keşif ve tayin olununcaya kadar çok geçmedi. Hakikat şu idi ki, 8 Mart gecesinde Türkler, haberimiz olmadan Erenköy koyuna paralel olarak 20 mayın dökmüşler ve balıkçı gemilerimiz, aramaları esnasında bunlara rastlamamışlardı. Türkler bu mayınları özel amaçla manevra sahamıza koymuşlar, gösterdiğimiz bütün ihtiyat ve sağgörüye rağmen baş döndürücü bir zafer kazanılmıştı”


 


Churchill: “1915 yılında bütün Avrupa’da milyonlarca insan bir ölüm kalım mücadelesine girmişti. Büyük taarruzlar yapılmaktaydı. Büyük milletlerin kahramanları korkusuzca muharebeye atılmaktaydılar. 2-3 milyon asker ölü ve yaralı idi. Dört beş bin harp gemisi denizlerde hareket halinde idi. Fakat nusret gemisinin gizlice döktüğü bu 20 demir kap,  harbin devamı ve dünyanın geleceği bakımından diğer bütün gayretlerden daha mükemmel ve daha kesin sonuçlu hedeflere varmak içindi. Bu engel İngilizler tarafından başarı ile başlanmış olan Çanakkale harekâtını durduran bir takım psikolojik karışıklıklar doğurdu. Yalnız başına bu engeldir ki Çanakkale’nin geçilmesi önlendi. Ve gene bu engeldir ki, Türkiye’yi bir bozgundan kurtardı ve harbi uzattı. Bu yüzden mağluplar kadar muzaffer Avrupa da sarsıldı. 6–7 milyon insan düşmanlarının kurşun ve gülleleri ile değil 18 Mart sabahı Çanakkale’nin kuvvetli akıntısı altında ağırlıklarına bağlı bulundukları tel hatları ile gerili 20 demir kap yüzünden yok olup gitti.”


 


SAİM BESBELLİ: “Düşmanlarımızın yenilgisi ile sonuçlanan, Türk’ün kahramanlık ve fedakârlığını bir kere daha dünyaya ispat ettiği 18 Mart günkü tarihi olayda mayınlarımızın büyük rolü vardır. Bu mayınlar Nusrat mayın gemisinin 8 Mart sabahı, puslu ve yağışlı bir havada düşman kontrolü altındaki Erenköy koyuna döktüğü hatta aittir. Birleşik filonun 3 zırhlısını kaybetmesine ve bir muharebe kruvazörünün ağır yaralanması bu mayınların eseridir.” [9]


 


18 Mart Günü saat 14.00’a kadar muharebeyi idare iden Müstahkem Mevki Kurmay Başkanı Yarbay Selahaddin Adil:  “18 Mart günü başarının en önemli noktası erlerin ve subayların vazifelerindeki fedakârlıklarıdır. Gerek Anadolu Hamidiyesi’ni tutan Alman ve Türk askerleri, gerek Rumeli Hamidiye, Mecidiye, Namazgâh bataryaları ve merkez grubu efradı bütün gün vazifeleri başından ayrılmamışlardı. Elinden hizmet gelmeyen yaşlı askerlerimiz su taşımak, ezan okumak vesair suretle maneviyatı yükseltmeye çalışmışlardı.” [10]


 


General Aspinall Oglander Çanakkale Cephesi harekâtı için şu yorumu yapmaktadır.  “Harp tarihini inceleyenler delice bir harp siyaseti ve bunun sonucu olarak kuvvetlerinin müthiş surette israfına ait bundan daha parlak bir örnek bulmakta belki güçlük çekeceklerdir.” [11]


 


SONSÖZ


 


Çanakkale cephesi açılsa idi İtilaf Devletleri siyasi ve askeri yönden çok büyük faydalar elde edeceklerdi. 18 Mart günü Çanakkale boğazını sadece donanma gücü ile geçmenin mümkün olmadığının anlaşılması üzerine Boğazı geçmek için kabul ettikleri Carden Planını yarıda keserek kara muharebesi hazırlıklarına başladılar. Hazırlıkların tamamlanmasından sonra General Ian Hamilton komutasındaki askerlerini 25 Nisan sabahı Çanakkale cephesinde yedi farklı noktadan karaya çıkardılar. 18 Mart günü Çanakkale Boğazını geçemeyeceklerini anlamayan İtilaf Devletleri ellerindeki tüm imkânlarını kullanarak Kara muharebelerini 260 gün sürdürdüler. Nihayet yenilgilerini kabul ederek Yarımadayı terk etmeye mecbur kaldılar ve 9 Ocak 1916 günü Çanakkale cephesindeki bütün birliklerini alarak gittiler…


1915 yılında Çanakkale boğazı geçilse ne olurdu?  Acaba Milli Mücadele başlayabilir, Türkiye Cumhuriyeti kurulabilir miydi?


Yaşanmış bitmiş bir – Tarih – üzerinde falcılık yapılamaz…


 


Kesin olan şudur ki; 1915 yılında Çanakkale Boğazının geçilememiş olması, İtilaf Devletleri için büyük bir kayıp, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti için ise büyük bir kazanç olmuştu. 1918 yılında Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşından yenik olarak ayrılmasına rağmen bir Kurtuluş Savaşı – Milli Mücadele başlatılabildi ve 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulabildi. Milli Mücadeleyi yöneten komutanlarımızın çoğu – başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere – Çanakkale cephesini görmüş, yaşamış insanlardı. Yokluklara rağmen Türk Milletinin nasıl mücadele ettiğini görmüşler ve bu millete Cumhuriyeti armağan etmek için yine onların inançlı çabasını arkalarına alarak topyekûn Kurtuluş Savaşına girişmişlerdi.


 


Harp tarihini inceleyenler, Çanakkale ve Kurtuluş savaşını yaşayan komutanlarımız, Çanakkale cephesinde Türkiye Cumhuriyetinin Önsözünün yazıldığından bahsederler…


 


Bugün bizler Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin 86. yılında Çanakkale savaşlarını acaba ne kadar anlıyoruz?


Her sene yapılan 18 Mart törenlerinde Bizler için hayatını kaybeden insanların değerini Siyasi – Sosyal veya Ekonomik bir çıkarımız olmadan acaba ne kadar anıyoruz?


 


Unutulmamalıdır ki, Türk ulusunun varlığı ve dirliği için kanlarını döken, canlarını gözlerini kırpmadan feda eden kahramanlar hiçbir siyasi fikre veya iktisadi yönelişe mal edilemezler. Onlar Türk milleti için şehit olmuşlardır, en büyük mükâfatları da Türk milletinin sonsuza dek hür olarak ve atalarının onlara bahşetmiş olduğu bu onurlu tarihle övünerek yaşamaları olacaktır.


 


Tarihi öneminin yanı sıra “Şehitler Günü” olarak da kutlanan 18 Mart’ın Günümüzde, taşıdığı anlama yaraşır törenlerle anılması, siyasi- sosyal – ekonomik rant vesilesi olarak görülüp deforme edilmesinin önüne geçilmelidir.


 


Çanakkale Cephesinde bizler için Savaşan Askerlerimiz, ne unutulmayı hak ediyorlar, ne de üzerlerinden siyaset yapılmasını…


 


 


 


MELİKE BAYRAK   


TARİHÇİ


GELİBOLU YARIMADASI


 


 


 


DİPNOTLAR


 


1). Melike Bayrak – Cemil Yavuz,  Gün Gün Çanakkale, Nesil yayıncılık,


     İstanbul 2008


 


2). Çanakkale’de Nasıl Kazandık. Tahsin Çelebican. Fen Tatbikat Okulu Harp  


      Tarihi Öğretmeni, Vakit Matbaa. İstanbul. 1937 s.75


 


3). Çanakkale Savaşları Tarihi. II. Ve III. Kısım. Kadri Perk. Askeri Matbaa.


     İstanbul. 1940. s.10


 


4). Çanakkale Savaşı. Fahri Belen. Harp Akademisi Matbaası. İstanbul. 1935


     s.14


 


5).  Aspinall OGLANDER; Büyük Harbin Tarihi Çanakkale, Gelibolu Askeri


      Harekâtı, Cilt 1. s.83


 


6). Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi V nci Cilt Çanakkale Cephesi 1.


      Kitap Genelkurmay Basımevi 1993 Ankara s.180


 


7). Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi a.g.e. s.212


 


8). Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi a.g.e. s.211 – 210


 


9). Çanakkale’de Türk Bahriyesi (1914 -1918), Dz. Alb. Saim Besbelli, Deniz


     Kuvvetleri Komutanlığı Basımevi, Ankara 2005 s 15


 


10). Çanakkale Cephesinden Mektuplar-Hatıralar Selahaddin Adil, Yay. Haz.


       Muzaffer Albayrak Yeditepe Yayınları 1. Baskı 2007 İstanbul s.44


 


11). Gelibolu Askeri Harekâtı. Çanakkale. Aspinall Oglander. Cilt 2 s.421


 


 


AYRICA YARARLANILAN KAYNAKLAR


 


1). Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi VIII. Cilt. Deniz Harekâtı Genelkurmay


     Basımevi 1976 Ankara


 


2). Türk Sularında Deniz Harekâtı, Hermann Lorey, Cilt 2, Çev: Dz. Kurmay     


      Albay Tacettin Talayman, Deniz Basımevi, İstanbul 1946


 


3). 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi, Şemsettin Çamoğlu Güven Matbaası  


     Çanakkale 1953


 


4). Binbaşı Nazmi Bey Çanakkale Deniz Savaşları günlüğü 1914–1922


     Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı Yayınları 2004


 


5). Fevzi KURTOÐLU, Çanakkale ve 18 Mart 1915, deniz matbaası İstanbul


     1935


 


6). Türk Sularında Deniz Harekâtı, Hermann Lorey, Deniz Matbaası, Cilt 1.


      İstanbul 1936


 


7). Çanakkale’de Bahriyelilerimiz, Emil Vedel, Osm çev. Mülazım Sani Ahmet


      Lütfullah, Türkçe çev: Ahmet Esenkaya, Çanakkale Deniz Müzesi   


      Komutanlığı Yayınları no:2 Ankara 2006


 


8). Çanakkale Deniz Savaşı, E. Albay A. Thomazi, Çev: Korgeneral Hüseyin


     Işık, Genelkurmay Askeri Tarih Ve Stratejik Etüt Daire Başkanlığı Yayınları,


     Ankara, 1997


 


9). Çanakkale Savaşı Üzerine Bir İnceleme. Selahattin Çetiner. Harp


     Akademileri Basımevi. İstanbul. 1999.


 


10). Boğazlar Meselesi Ve Çanakkale Deniz Savaşında Türk Zaferi, Mirliva


        Sedat, Phoenix Yayınevi, Sadeleştiren, Mehmet Köçer, Ankara 2007

57.804 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir