GELİBOLU’YU ANLAMAK

Söyleşiler

Gelibolu Başından Sonuna Kadar Felaket Bir Hataydı! Askeri Tarihçi Peter Hart ile Söyleşi – M. Onur Yurdal (Çev. M.O Yurdal-K. Kabadayı)

Çanakkale Savaşı başta olmak üzere Birinci Dünya Savaşı konusunda önde gelen askeri tarihçilerden biri olan Peter Hart , Türk basınında ilk kez Gelibolu’yu Anlamak sitesine konuştu. 1981 yılından bu yana İngiltere Kraliyet Savaş Müzesinde (IWM) sözel tarihçi olarak çalışan Peter Hart’ı okurlarımız Nigel Steel ile birlikte hazırladığı Türkçeye Yenilginin Destanı- Gelibolu adıyla çevrilen “Defeat at Gallipoli” adlı kitabıyla hatırlayacaklardır. Hart söyleşisinde Gelibolu harekatının başından sonuna kadar felaket bir hata olduğunun altını çiziyor, savunulabilir amaçlardan yoksun olduğunu belirtiyor. Hart, İngiliz muhariplerin hatıratında çok rastlanan, muharebe alanında Türk birliklerini şeytanca yöneten bir güç olarak Alman subaylar efsanesine, onların çok az sayıda olduğuna bakarak düpedüz bir safsata diyor. 100.yıl konusundaki sorumuzu “Cihan Harbi ve Gelibolu’nun kutlanmak veya anılmaktan ziyade üzerinde çalışılması ve anlaşılması gereken tarihi olaylar olarak muamele görmesini tercih ederim. Yüzüncü yıllar hastalıklı bir duygusallık için sadece bir mazeret oluşturur, ilgili olay bakımından keyfi sayıda yıl olmaktan öte anlam taşımazlar.” diye yanıtlıyor. Söz konusu söyleşiyi M. Onur Yurdal gerçekleştirdi. Çevirisini M. Onur Yurdal ve Kayıhan Kabadayı yaptı.

Tarihçi-Yazar Muzaffer Albayrak İle Söyleşi (Yunus Emre Tozal)

Tarihçi-Yazar Muzaffer Albayrak, Çanakkale Muharebeleri ile ilgili çok sayıda çalışmaya imza atan bir araştırmacı. Kendisiyle Çanakkale’de yaşananları, dünüyle ve bugünüyle detaylıca konuştuk. Müthiş bir söyleşi oldu. Ayraç’ın bu sayısı, Çanakkale sayısında bir algı metaforuna imza atıyor.

Söyleşi sonunda Çanakkale’ye dair algımızı, tarihe bakışımızı, vicdanımızı, yeniden sorgulamamız gerektiğine inandık. Bu röportajı özellikle okumanızı, çevrenize okutmanızı tavsiye ederken; sizlerin de Çanakkale’ye dair bildiklerinizi, ve bundan sonrası için yapabileceklerinizi tekrar gözden geçirmenizi diliyoruz.(Y.E.T.)

25 Nisan 1915 Arıburnu Anzak Çıkarması Üzerine Şahin Aldoğan ile Söyleşi -2 (Tuncay Yılmazer)

Şahin Aldoğan ile gerçekleştirdiğimiz 25 Nisan 1915 Arıburnu Anzak Çıkarması konulu söyleşimizin ikinci bölümünü yayınlıyoruz. Aldoğan ilk bölümde daha çok müttefiklerin harekat planları ve savunmamız üzerinde durmuş ayrıca 57. Alay yolu ile ilgili tartışmaları gündeme getirmişti. 2. Bölümde Aldoğan çarpışmaların seyriyle ilgili sorularımızı yanıtlıyor, Mareşal Liman von Sanders ve Esat Paşa’nın 25 Nisan 1915’deki karar ve icraatlarını değerlendiriyor. Şahin Aldoğan’ın , 25 Nisan 1915’in Harp tarihindeki ve Türk tarihindeki yeri hakkında Clausewitz’in “ülke anahtarı” kavramından yola çıkarak yaptığı tesbitlerin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. (T.Y)

25 Nisan 1915 Arıburnu Anzak Çıkarması Üzerine Şahin Aldoğan ile Söyleşi – 1 (Tuncay Yılmazer)

Çanakkale Savaşları Tarihi Araştırmacısı, Emekli Deniz Subayı Şahin Aldoğan ile Gelibolu’yu Anlamak okurları için uzun bir süredir üzerinde çalıştığımız söyleşiyi yayınlamak bugüne nasip oldu. Haftalardır kâh Kadıköy Alkım Kitabevinin kafesinde, kâh Söğütlüçeşme Tren İstasyonunun etrafındaki çay bahçelerinde buluşarak yaptığımız görüşmelerin bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum. Şahin Abi bütün sorularımı titizlikle inceledi, yanıtladı. Bazı sorular çıkarıldı. Bazıları yeniden düzenlendi. Anzakların 25 Nisan 1915’deki Arıburnu Çıkarması üzerine yapılan bu kapsamlı söyleşide Aldoğan tabiri caizse karadan denize bakıyor, Osmanlı 5. Ordusunun çıkarmaya olan yaklaşımını en uçtaki birliklerden ana karargâha kadar değerlendiriyor. Tartışmalı noktalara açıklık getiriyor. Çanakkale Savaşı ile ilgilenenler için her satırı dikkatle okunması gereken bu söyleşi iki bölüm halinde yayınlanacak. (T.Y.)

100. Yılında II. Meşrutiyet (“Didar-ı Hürriyet” kitabının yazarı Sacit Kutlu İle Söyleşi )

Milli Mücadelenin başlangıç noktalarından Erzurum Kongresi’nin özellikle II. Meşrutiyet’in ilanına denk düşürtüldüğünü, ve yine II.Meşrutiyet’in ilanı yıldönümlerinin 1930’lu yıllara kadar ülkemizde bir bayram olarak kutlandığını bilmem duymuş muydunuz? İçinde bulunduğumuz günler yakın tarihimizin en önemli olaylarından, demokrasi ve modernleşme yolculuğumuzun köşe taşlarından birinin, II.Meşrutiyet’in ilanının 100. Yıldönümü. Bundan tam bir asır önce bir kısım aydın, subay ve bürokrat Sultan II. Abdülhamid’e karşı yıllardır yürüttükleri mücadelenin sonucunu almış, padişah saltanatının ilk yıllarında kapattığı Meclis-i Mebusan’ı açmak, Kanun-u Esasi’yi kabul etmek zorunda kalmıştı. Altı asırlık bir İmparatorluğu tarihindeki son dönemecini, İttihat-Terakki’yi, II. Abdülhamid’i , II. Meşrutiyet’i o dönemleri inceleyen en yetkin araştırmacılardan biriyle, Dr. Sacit Kutlu ile konuştuk. Kutlu’nun daha önce sitemizde tanıtımını da yaptığımız “ Balkanlar ve Osmanlı Devleti” ( Bilgi Üni. Yay. ) ve Sedat Simavi Ödülleri 2004 Sosyal Bilimler Övgüye Değer Eser Ödülü alan “Didâr-ı Hürriyet – Kartpostallarla II. Meşrutiyet 1908-1913” ( Bilgi Üni. Yay.) adlı iki kitabı, çeşitli dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunuyor.

Arıburnu 1915 – Prof. Haluk Oral ile Söyleşi ( Tuncay Yılmazer )

Çanakkale Savaşı konusunda bu yıl çıkan en önemli kitaplardan birisi de hiç kuşkusuz Prof. Haluk Oral’ın “Arıburnu 1915-Çanakkale Savaşı’ndan Belgesel Öyküler” ( Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ) adlı çalışmasıydı. İngilizce versiyonu da “Gallipoli 1915-Through Turkish Eyes” adıyla sunulan eser özellikle görsel yönden son derece etkileyici. Kimi zaman insanı, kimi zaman da bir matara ya da harita gibi nesneleri odak alan makaleleriyle dikkati çekiyor. “Arıburnu 1915” Mustafa Kemal başta olmak üzere, savaşta yer alan bazı subaylara ait şimdiye kadar pek bilinmeyen bilgi ve belgeleri de ilk kez gün ışığına çıkarıyor. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Haluk Oral ile kitabının hazırlanma sürecini, matematikçi kimliğinin tarihsel olayları yorumlama üzerindeki etkilerini, Arıburnu cephesini , Çanakkale’nin bugününü konuştuk.

Tarihin Sarıkamış Duruşması- Ramazan Balcı Söyleşisi

Sarıkamış Harekatı’na özellikle son yıllarda giderek artan bir ilginin olduğu açık. Bu ilgiye paralel olarak konu ile ilgili yayınlanan belgesel, hatırat, roman vs. gibi kitaplarda ciddi artış var. Bir açıdan tarihimizi anlamaya dönük bu ilgiyi olumlu olarak görüyor, ancak diğer bir açıdan da yeterli bulmuyorum. Aşırı duygusallığın örttüğü sloganik yaklaşımlarla Sarıkamış anlaşılmaya çalışılıyor… “Tek kurşun atmadan donarak şehit olan 90000 asker” ifadesi içimizdeki Sarıkamış imajını çok güzel anlatıyor. Oysa ben , bu yaklaşımın 93 yıl önce Allahüekber’de , Soğanlı dağlarında çarpışan Mehmetçiklerimizin verdiği mücadelenin doğru anlaşılmasını engellediğini düşünüyorum. Ramazan Balcı’nın “Tarihin Sarıkamış Duruşması” adlı eseri Sarıkamış Harekatı hakkındaki bütün bilgilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini, şu ana kadar bize aktarılanlarının önemli bir kısmının doğru olmadığını belirtiyor. “Tarihin Sarıkamış Duruşması” ilk kez 1999 yılında doktora tezi olarak yayımlanmış. Bu çalışma, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yaşadığı en trajik olaylardan birisi olan Sarıkamış Harekâtı hakkında şimdiye kadar yazılmış en iyi kitaplardan biri olma sıfatını kesinlikle hak ediyor. Ramazan Balcı ile Moral Dergisi’nde yapılmış bir söyleşiyi, kendisinin de izniyle sitemizde yayınlıyorum. Buna ilave sorularınız olursa yorum sayfasına ekleyebilirsiniz.

Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri – Muzaffer Albayrak ile Söyleşi ( Tuncay Yılmazer )

Çanakkale Muharebelerinin 90. yıldönümü olan 2005 yılında , Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü “Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri” adlı iki ciltlik çok önemli bir eser yayımladı. Bu çalışma şimdiye kadar bilmediğimiz ya da az bildiğimiz bir çok konuda yeni belgeler ortaya koymasıyla dikkat çekiyordu. Kitabı yayına hazırlayan kurulda bulunan Muzaffer Albayrak ile arşiv belgelerinde Çanakkale Muharebeleri ve kamuoyuna ilk kez açıklanan o dönemdeki bazı yazışmalar hakkında konuştuk. Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde görevli olan Muzaffer Albayrak, Çanakkale Muharebeleri ile ilgili çok sayıda çalışmaya imza atan bir araştırmacı.
Muzaffer Albayrak arşiv belgesine yaklaşımda, araştırılan dönemin hal ve şartlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Albayrak, günümüzde sıkça kullanılan “centilmenler savaşı” tanımının aksine Osmanlı Hükümeti’nin Çanakkale Muharebeleri boyunca, müttefiklerin sağlık ve ilkyardım birimlerini bombalaması, sivil yerleşim yerlerine zarar vermesi gibi savaş hukukunu ihlal eden davranışlarını başta Amerika Sefareti olmak üzere İstanbul’daki tarafsız devletler sefaretlerine defaatle müracaatta ve şikâyette bulunduğunun altını çiziyor. Söyleşinin en önemli bölümünü ise Çanakkale Muharebelerinde Kurmay Yarbay ( sonrasında Albay ) Mustafa Kemal’le Bey’le ilgili olan, şimdiye kadar pek bilinmeyen belgelerin yorumlanması oluşturuyor.

Genç Dergisi Mart Sayısında Tuncay Yılmazer Röportajı

Genç Dergisi Mart sayısındaki söyleşiyi okumanızı isterim. Ancak ne yazık ki söyleşide özellikle vurguladığım bazı noktalar ( bulutun alıp götürdüğü iddia edilen Norfolk taburunun gerçek öyküsü, ayrıca günümüzde Çanakkale Muharebe alanları ile ilgili çevre kirliliği , betonlaşma gibi olumsuzluklar ) tam yansıtılmamış. Ayrıca başlıktaki 16000 şehidin 16000 kayıp olması gerekiyordu. Sonradan düzeltmeme rağmen sanırım yeterince vurgulamamışım. Ancak bütün bunlara rağmen genç arkadaşlarıma Çanakkale Savaşı’nın bazı önemli noktalarını, kısa da olsa aktardığımı düşünüyorum.