Fetih 1453 filmi büyük tanıtımlarla vizyona girdi. Türk sinema tarihinin en pahalı yapımı olan filme büyük emek verilmiş. Oldukça kaliteli animasyonlar yapılmış, ancak bu kadar emek ve paraya rağmen fetih süreci ile ilgili çok basit bilgi hataları var. Bunlar kurgu diye de açıklanacak hatalar değil. Çünkü kurgu olacak bir durum yok. Bilinen bilgiler filmde niçin yanlış ele alınmış. Anlayamadım. İşin ilginç tarafı bu hatalar filmin danışmanı Prof. Dr. Feridun Emecen’in İstanbul fethiyle ilgili araştırmalarına da ters. Demek ki yapımcılar danışmanlarının çalışmalarına pek itibar etmemişler.
Filmdeki en büyük hata kuşatma sürecindeki olayların kronolojik sırasının alt üst edilmesi. Kuşatmanın 15. gününde 20 Nisan’da cereyan eden ve İstanbul’un fethindeki en önemli hadiselerden olan üç geminin kuşatmayı yararak İstanbul’a girmesi filmde kuşatmanın 40. gününde 15 Mayıs’ta gösteriliyor. Bu tamamen yanlış bir bilgidir.
Olayın doğrusu şudur: 20 Nisan’da İstanbul’a yiyecek ve yardım getiren üç Ceneviz gemisi ve bir Bizans nakliye gemisi şehrin önlerinde göründü. Osmanlı donanması dört gemiyi Yenikapı önlerinde karşıladı. Şiddetli lodosta manevra yapamayan kürekli Osmanlı gemilerini kolayca yaran yüksek bordolu Ceneviz gemileri Haliç’e girdi. Bu başarısızlık Osmanlı ordusunda büyük bir moral bozukluğuna sebep oldu. Kuşatmanın kaldırılmasıyla ilgili fikirler daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Akşemseddin, gönderdiği bir mektubunda padişahı açık bir şekilde “hükmünü yürütmekten âciz” olmakla suçlayarak derhal gereken tedbirlerin alınmasını istedi.
Eyüb Sultan’ın mezarı kuşatma sırasında bulunuyor diye gösteriliyor. Dönemin kaynaklarında kuşatma sırasında Hz. Eyüb’ün mezarının bulunduğuna dair hiçbir bilgi yoktur. Tarihçi İbn Kemal, Eyüb Sultan’ın mezarının fetihten sonraki yıllarda bulunduğunu açıkça anlatır.
Fetihte önemli bir rol oynayan Akşemseddin, ancak filmin sonlarında ortaya çıkıyor. Hâlbuki Akşemseddin, kuşatmaya ilk günlerden itibaren katılmış ve kuşatmanın en sıkıntılı zamanlarında gerek padişahın gerekse ordunun manevî gücünün yükseltilmesine yardımcı olmuştur.
Filmde kuşatmanın başlangıcında Bizans İmparatoru ile II. Mehmed surların önünde konuşuyor gösterilmiş. Böyle bir konuşma olmamıştır.
Ceneviz dükasının önündeki masada Venedik’in simgesi kanatlı San Marko arslanı bulunuyor. Venedik’le Ceneviz iki büyük rakiptir. Birbirlerinin simgesini kullanmazlar.
Bizans İmparatoru’nun cesedi Fatih İstanbul’a girerken bulunmuş gibi gösteriliyor. Bu doğru değildir. İmparatorun cesedi fetihten sonra Fatih’in araştırmaları sonucu bulunmuştur.
Kuşatma sırasında Fatih, İstanbul’un kapılarının ve yerleşim yerlerinin Türkçe isimleriyle askerlerini yerleştiriyor. Ayvansaray gibi. Fetihten önce bu Türkçe veya Türkçeleşmiş isimler kullanılmıyordu.
Filmin en önemli karakteri olan Ulubatlı Hasan dönemin kaynaklarında geçmez. 16. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış bir karakterdir. Fatih dönemi kaynaklarında surlara ilk çıkan kişilerle ilgili farklı bilgiler vardır. Fatih dönemi kaynaklarında surlara ilk çıkan kişilerden biri olarak zikredilen Arnavut devşirme Balaban Bey, Osmanlı dönemi kutlamalarında öne çıkarılırdı. Nitekim II. Meşrutiyet dönemi İstanbul’un fetih kutlamalarında şehre ilk girenin Balaban Çavuş olarak gösterilmiştir.
Şehrin savunmasında büyük rol oynayan Cenevizli Guistiniani surlarda Ulubatlı Hasan tarafından öldürülmüş gösteriliyor. Cenevizli komutan son hücum sırasında kılıçla değil arkebüzle yaralanmış, ancak İstanbul’da değil, yaralı olarak şehirden kurtulup Sakız’a vardıktan sonra ölmüştür.
Bana göre filmin en büyük eksiği, fetihten sonra Ayasofya’ya giden Fatih’in buradaki Bizanslılar’a bir konuşma yaptıktan sonra filmin bitirilmesi. Hâlbuki film Ayasofya’da ezan okunduktan sonra Fatih’in secdeye vardığı anla bitirilseydi çok anlamlı ve daha etkileyici olurdu.
http://yasam.bugun.com.tr/