Tarihi polisiye romanlarıyla tanınan yazar Ahmet Ümit yeni kitabı ”Elveda Güzel Vatanım” ile okuyucusuyla buluştu.
Romanda eski İttihatçı aynı zamanda edebiyat ve vatan sevdalısı olan Şehsuvar Sami ana karakter olarak karşımıza çıkıyor. Romanın tamamı mektup yöntemiyle yazılmış. Vatanı ve aşkı arasında kalmış olan Şehsuvar ‘ ın unutamadığı gençlik aşkı Ester ‘e ulaşıp ulaşamacağını bile bilmeden yazdığı mektuplarla başından geçen olayları anlatıyor. Birileri tarafından takip edildiği, kendi ile ilgili kötü planlar yapıldığını düşünen Şehsuvar roman boyunda mektuplarını Pera Palas otelinden yazıyor. Romanda geçen zaman Cumhuriyet’in ilk yılları iken mektuplarda İttihat ve Terakki Cemiyeti’ nin kuruluşundan İstanbul ‘un işgaline kadarki zamanı geri dönüşlerle Şehsuvar ‘ ın anılarından izliyoruz.(S.Ş.)
Önünüzde düşman , yanınızda fareler ,arkanızda jandarmalar 1914- Jean Echenoz ( Ülkü Kolcu )
Jean Echonoz’un 1914 adlı eseri Birinci Dünya Savaşının Fransa Batı Cephesinde geçen bir bölümünü konu alıyor. Savaşın tüm yıkıcılığını,insan hayatlarını nasıl parça parça çekip aldığını, sadece cephede değil geride bırakılan hayatları nasıl yok ettiğini, insanların çeşitli ideolojiler uğruna yalnızca düşman gördüğü herşeyi yok ederek değil doğayı da nasıl katlettiğini, doğanın insana açtığı savaşı iç burkarak, sadece 67 sayfaya sığdırarak yüreğimize işler. (Ü.K )
Çanakkale Şehitlerine Şiiri İçin Bir Tahlil Denemesi ( Eyyüp Bostancı )
Şairlik, baytarlık, vekillik ve ilim adamlığı gibi pek çok vasıfla karşımıza çıkan vatan şairimiz Mehmet Akif (Ragıyf) Ersoy, Çanakkale Savaşı’nın o korkunç, kan donduran savaş sahnelerini ve Türk askerinin destansı mücadelesini yazdığı “Çanakkale Şehitlerine” şiiriyle ölümsüzleştirmiştir. Şair, şiire konu olan savaşla ilgili duygularını Safahat kitabının Asım bölümünde dile getirmiştir. Burada dikkatimizi çeken nokta şudur: Mehmet Akif, bu şiiri Asım’ın bir parçası olarak yazmış ve ayrı bir manzume olarak ele almamıştır. Şiirin tahlilinde de dile getireceğimiz gibi şair bu yaklaşımıyla Türk askerinin o muhteşem mücadelesi üzerine destansı bir eser yazmanın mümkün olamayacağını düşünmüş olmalıdır. İstiklal Marşı’nı yazmak için yarışmanın kurallarını değiştiren ve bu marşı kendisinin olmadığı için Safahat’ına almayan şairden bu hassasiyeti beklememiz de gayet doğaldır. Bizler bu şiire Türk askerinin kahramanlığını gerçekten çok güzel bir şekilde dile getirdiği için “Çanakkale Şehitlerine” adını vererek manzumeyi zihnimize ve ruhumuza kazımışız. Mesnevi nazım şekliyle ve aruz ölçüsüyle kaleme alınmış Çanakkale Şehitlerine şiirini tahlil etmek için şiiri dört bölüme ayırmayı daha uygun bulduk. Bölüm aralarını da mısra sayılarıyla belirledik.
Çanakkale
Çanakkale’ye Gidenler adlı roman , Çanakkale Savaşı’na ilginin giderek arttığı 2003 yılı Nisan ayında yayımlanmış, bir hayli ilgi de görmüştü. Yazar İsmail Bilgin aradan altı yıl geçtikten sonra kendi kitabını eleştirel gözle değerlendirirken, tarih ve edebiyat konusundaki düşüncelerini bizlere aktarıyor. Bilgin , 90-100 yıl öncesinde yaşananların şimdi sahip olduğumuz dini, milli, siyasi, ekonomik, vb görüşlerle bakarak yorumlandığına dikkati çekiyor. Bilgin’e göre tarihsel olayları o günün şartlarına göre inceleyerek tarafsız olmak gerekli. Olaylar okuyucunun önüne adeta bir fotoğraf yalınlığı ile sunulmalı.
Sîretler ve Sûretler – Beşir Ayvazoğlu ( Tarık Suat Demren )
Tarık Suat Demren bu ayki yazısında düşünce ve kültür dünyamızın en önemli isimlerinden birisi olan, halen Türk Edebiyatı Dergisinin Genel Yönetmenliğini de yapan Beşir Ayvazoğlu’nun yakın tarihimizin önemli kişilerine ait portre denemelerinin yer aldığı “Sîretler ve Sûretler” adlı kitabını değerlendiriyor. Demren’in ifadeleriyle söyleyecek olursak ; edebiyatçıların “derinliği” malumdur, kelimelerle dans ederken insanları alemden aleme götürürler. Şüphesiz bu derinliğe sahip kişilerin ‘insanlar’ hakkındaki izlenimleri de önem arzediyor, görülemeyeni gören, yakalanamayanları yakalayan titiz yönleri ile..” Beşir Ayvazoğlu, yeraltında gürül gürül akan ve ince damarların süzgecinden geçerek ana damarı besleyen o bereketli suların kaynağına ulaşmaya çalışıyor. Enver Paşa’dan Prof.Dr. Ali Fuad Başgil’e, Ali Ulvi Kurucu Hoca’dan Ahmet Hamdi Tanpınar’a ve halen yaşayan düşünce dünyamızda yer edinmiş bir çok kişiyle ilgili anekdotları anlatarak…
Kanatsız Kuşlarda Uçuşan Hatalar ( Tuncay Yılmazer )
Edebiyat eleştirmeni değilim. Oldum olası başlığının hemen altında “falanca adlı kitabın yazarından” ibaresini görünce , o kitaba mesafeli yaklaşırım. Yönlendiriliyormuşum hissine kapılırım çünkü… Kapağında hayli büyük bir ibareyle “Louis de Bernieres – Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini Yazarı” yazan Kanatsız Kuşlar adlı eseri , kitapçı raflarında ilk gördüğümde bu duyguyu hissetmedim desem yalan olur. Ancak konusu benim için, ya da benim gibi ülkesinin yakın tarihini, azınlıklarını merak edenler için hayli ilgi çekici. Hele romanın önemli bir bölümünün Çanakkale Savaşları’ndan bahsetmesi ilgiyi daha da artırabilir kuşkusuz. Ancak ne yazık ki eserdeki yanlış bilgiler okuyucuyu hayal kırıklığına uğratacak düzeyde…
Küçük bir okurumuzdan “Büyük” bir şiir: Çanakkale Savaşı ( Fatih Serdar Sağlam )
Fatih Serdar Sağlam çok yakın bir dostumun, sevgili Dr. Halil Sağlam’ın oğlu. Hayli zamandır kendisini görmedim. Bebekliğini, o yumuk yumuk ellerini hatırlıyorum. Zaman ne çabuk geçiyor. İşte o Fatih şimdi 6. sınıf öğrencisi … Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü için çok güzel bir şiir yazmış ve maille bana göndermiş. Bu site edebiyat sitesi değil. Ancak kendisini kıramazdım. Kimbilir belki de ortaöğrenim öğrencileri için de yazılarını, şiirlerini yayınlayacakları bir bölüm açarız.