GELİBOLU’YU ANLAMAK

Çanakkale Valiliğince Yayımlanan ‘Çanakkale’de Kahramanlar Geçidi, 57. Piyade Alayı’ İsimli Kitaba Dair Eleştiriler (Şahin Aldoğan-Selim Meriç)

Çanakkale Valiliği’nin yayımladığı, “Çanakkale’de Kahramanlar Geçidi 57. Piyade Alayı” kitabını okuduktan sonra Atatürk’ün; “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat şaşırtacak bir mahiyet alır” sözünün ne denli doğru bir söz olduğu daha net olarak görülmektedir.


Aşağıda üzerinde eleştirilerimizi belirteceğimiz, “Çanakkale’de Kahramanlar Geçidi, 57. Piyade Alayı” Çanakkale Valiliği’nin sponsorluğunda Yrd. Doç. Dr. Burhan Sayılır imzası ve önsözüyle Haziran 2012 tarihinde Çanakkale’de yayımlanmıştır.


Kitap yayıma hazırlanırken gerekli itina gösterilmiş olmasına rağmen, gözden kaçan kusurları, yoruma muhtaç bazı hususları ve bilhassa Eceabat Yerel Tarih Grubu olarak kitapta saptadığımız hataları, konuyla ilgilenen arkadaşlarımızla paylaşmak istiyoruz. Şöyle ki;


1- Sayfa 23’de, İngiltere’ye sipariş edilip teslimine saatler kala İngiliz Hükümeti’nin el koyduğu Sultan Osman ve Reşadiye isimli savaş gemilerinden bahsedilirken; “….hatta gemileri almaya giden Türk denizcileri, bu iki gemiyi kaçırmaya kalkıştılar, ancak son anda limandan çıkamadan yakalandılar…” diye bir bilgi verilmektedir. Söz konusu gemilere el konulmasını konu edinen kaynak eserlerde bu yolda bir bilgiye rastlanamamıştır. Bu bilginin hangi kaynaklardan alındığı merak konusudur.


2- Yine sayfa 23’de; “2 Ağustos 1914’te Devleti ile Almanya arasında yapılan …” cümlesinde “Devleti” sözcüğünden önce “Osmanlı” sözcüğü yer almalıydı, unutulmuş anlaşılan.


3- Sayfa 24’de; “…3 Ağustos 1914’te seferberlik ilan eden Osmanlı Devleti..” denmektedir. Oysa Osmanlı Devleti seferberliği 2 Ağustos 1914’te ilan etmişti. 3 Ağustos 1914 günü, seferberliğin ilk günüdür.


4- Sayfa 31’de; İtilaf kuvvetlerinin asker çıkarma noktası “Tekke Burnu kuzeyi” ifadesi yerine “İkiz Koyu” (X koyu), “Kirte batısı” yerine “Pınariçi Koyu” (Y Plajı) ifadesi yer almalıydı.


5- Sayfa 58’deki fotoğrafın altında; “Balkan Savaşı’na katılan Türk ordusuna mensup askerler cepheye sevk edilme yolunda istirahat halindeler” yazmaktadır. Halbuki çok bilinen ve yakın zamanda da, “Atlas Tarih Dergisi, sayı 16, yıl 2012” eki albümünde yayınlanan bu fotoğraf; cepheye sevk edilen askerleri değil, Balkan Savaşı’nda Kumanova Meydan Muharebesi’nde Sırplara esir düşen Osmanlı askerlerini göstermektedir.


6- Sayfa 60’da, 57. Alay’ın komuta kadrosu sayılırken, Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey’in şahadetinden sonra 13 Ağustos’ta vekâleten alay komutanlığına tayin edilen Binbaşı Murat’tan hiç söz edilmemektedir.


7- Sayfa 62’de yer alan; “…Mekeztepe–Kanlısırt hattının” cümlesinde “Mekeztepe” kelimesinde ‘r’ harfi unutulmuş. “Merkeztepe” olacak.


8- Sayfa 63’te, 57. Piyade Alayı’nın Kocaçimen Tepe’ye 09.40’ta ulaştığı belirtilmektedir. Oysa:


a) Albay Şefik Aker’in 40 sayılı Askeri Mecmua’nın 99 sayılı tarih kısım ekinde yayınladığı 3 nolu krokide ve bizimde aşağıda sunduğumuz krokide (bkz. Ek-1) 57. Piyade Alayı’nın intikal güzergâhında Kocaçimen Tepesi (o dönemde bilinen ismiyle “Çementepe”) yoktur.



b) Binbaşı Kadri Perk’in 1940’ta İstanbul Askeri Matbaası’nda basılan 56 sayılı Askeri Mecmua’da 116 sayılı tarih kısmında yayınlanan Çanakkale Savaşları Tarihi, cilt 2-3, Çanakkale Kitabı’nın 10 numaralı krokisinde de aynı şekilde olup 57. Alay’ın yolu “Çimentepe”den geçmemektedir (bkz. Ek-2).



c) Milli Savunma Bakanlığı’nın yayınladığı, “Bir Kahramanlık Abidesi 57. Alay” isimli kitabının 258. sayfasında yer alan krokide (bkz. Ek-3) 25 Nisan 1915 günü Bigalı Köyü’nden cepheye intikalinde Conkbayırı’na gelirken 57. Piyade Alayı güzergâhında Kocaçimen Tepe gösterilmemiştir.



Yukarıda bahsettiğimiz Askeri tarih uzmanı Kadri Perk, kitabını hazırlarken 57. Alay’a mensup tabur ve bölüklerde görevli subaylarla görüşmüş olduğundan, ilk çıkarma günü (25 Nisan 1915) sabahı 57. Alay’ın Kocaçimen Tepe’den gelip gelmediğini en iyi bileceklerdendir.


Hele 25 Nisan sabahı, 57. Piyade Alayı’nın sol tarafında daha önce muharebeye girmiş ve dört gözle 57. Alay’ı bekleyen değerli 27. Alay Komutanı Yarbay Mehmet Şefik Bey, Eceabat zeytinlikten hareket eden kendi alayının 1. ve 3. taburlarının cepheye intikalini krokisinde ne denli doğru bir şekilde göstermişse, 57. Piyade Alayı’nın cepheye intikalini gösterdiği krokide de (bkz. Ek-1) aynı titizliği göstereceğinde şüphe yoktur.


Bu konuda yapılan en yaygın hata Genelkurmay ATASE Başkanlığınca yayınlanan “Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi 5. cilt Çanakkale Cephesi 2. Kitap”ta verilen 18 no’lu krokideki yanlışlıktır (bkz. Ek-4). Genelkurmay kitabındaki bu hatalı krokiyi referans alan yayınlar, aynı yanlışı ısrarla tekrarlayarak 57. Alayı Kocaçimen Tepe’ye çıkarmakta ve oradan tesadüf muharebesine sokmaktadırlar.



Eceabat Yerel Tarih Grubu olarak yaptığımız araştırmalarda ve burada eleştirdiğimiz kitapta da bahsedildiği üzere, 25 Nisan 1915 sabah 07.39’da 57. Piyade Alayı’nın yürüyüş tertiplenmesinde, Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ve maiyetinde bulunan uç tabir edilen (öncü olarak da geçen) bir piyade bölüğü pişdâr taburundan 200 metre ileride yürümeye başlamış olup yolda intikal sırasında Çaylar Vadisi’nin kuzeyinde Telefon Deresi–Bayram Deresi arasındaki bölgede 204 rakımlı Kocadere bölgesi üzerinden Kocaçimen (Çemen) Tepe’sine saat 09.40 dolayında ulaştığı anlaşılmaktadır. Burada şunu belirtelim ki, 57. Alay’ın geride kalan büyük kısmı, aşağıda izah edileceği üzere Conkbayırı’na intikalde bu güzergâhı izlememiştir.


Bunu en sağlıklı şekilde bizzat alayın komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Bey’in yazdığı, 25 Nisan 1915–7 Mayıs 1915 tarihler arasındaki muharebe raporunda görmekteyiz. Bu raporda geçen, 25 Nisan 1915 gününe ait anlatımda; “Saat 07.39 evvelde umumi bir sevinçle Bigalı Deresi vadisini şimale (kuzeye) doğu takip etmek üzere hareket edildi” cümlesiyle başlayan kısımda alayın yürüyüş planını vermekte, Kocaçimen Dağı’nı tutmak üzere yolun batıya yönlendiğini ve Kocaçimen’e bir an önce yetişmek için mola dahi verilmediği ve kendi tabiriyle; “takriben saat 10.00 evvelde” uç tabir edilen öncü müfreze ve Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in Kocaçimen Tepe’ye ulaştığını belirtmektedir. Yarbay Mustafa Kemal sabırsızlanarak uç tabir edilen müfrezeden ayrılıp Conkbayırı’na geldiği sırada, düşmanın 261 rakımlı tepenin güneyine varmış olduğu görür. Bu sırada Hüseyin Avni Bey de henüz yol kolunda olduğunu belirtecek ve devam ederek düşmandan zedelenen 27. Alay’a ait bir müfrezenin cephanesi kalmadığından firar ettiği, tümen komutanının bunları süngü taktırarak durdurduğunu anlatarak, bu sırada başında bulunduğu 57. Alay’ın kolbaşısının Kördere’nin mansabına geldiğini belirtmektedir (bkz. Ek-5).



Üzerinde eleştiride bulunduğumuz kitapta, 57. Alay Kocaçimen tepeye 09.40’ta geldi denilmektedir. Yine aynı kitabın 119. sayfasında alaya verilen ilk açılma emri saat 11.00 ve 120. sayfada tesadüf muharebesi öncesi ön keşif emrinde (tümen komutanı tarafından verilen) saat 11.10 olarak görülmektedir. Bu anlatımın doğru olduğu varsayıldığında akla bir soru gelmektedir. 9.40’ta Kocaçimentepe’ye gelen 57. Alay, bu kritik anda en fazla 15-20 dakikalık mesafede bulunduğu Conkbayırı’na niçin bir buçuk saat sonra ulaşmış ve taarruz emri almıştır.


Bize göre 57. Alay Conkbayırı’na Kocaçimentepe üzerinden ulaşmamıştır. Bizim bu tezimizi teyid eden diğer bir resmi belge olan, Genel Kurmay Harp Tarihi Başkanlığı Yayınları Stratejik ve Taktik Sonuçlar Serisi No: 4’de, “27. Piyade Alayı’nın Karşı Taarruzu, 19. Tümen’in Bu Karşı Taarruzu Desteklemesi” broşüründe yer alan 1 nolu krokide (bkz. Ek-6) 25 Nisan sabahı Bigalı Köyü-Kocadere Köyü mevkilerinden Conkbayırı ve Kocaçimen Tepe istikametinde intikal ve yaklaşma yolları açık bir şekilde gösterilmektedir (bkz. Ek-6).



Tüm bunlara ilaveten Arıburnu Savaşları’na bizzat katılan savaş muhabiri ve tarih araştırmacısı C.E.W. Bean’in “Gallipoli Mission” adlı eserinin, Mustafa Kemal’in sahneye çıkışı başlıklı 11. bölümünde, adı geçen yazara 1919 yılında mihmandarlık yapan ve çıkarma günü 57. Piyade Alayı 1. Taburu’na komuta eden Yüzbaşı Zeki Bey’in anlatımında; “Böylelikle alay, bizzat Mustafa Kemal’in önderliğinde Kocaçimen Tepe’nin güneyine Conkbayırı’na doğru yola çıktı” demekte ve bu anlatımın devamında Zeki Bey, intikali anlatırken; “Conkbayırı’nın güneyindeki bir vadiye indiklerini” söylemektedir. C.E.W. Bean Zeki Bey’in bu anlatımını, 3. sırtın arkasında Kemalyeri’nin kuzeyindeki derin vadilerden birine ulaştıkları şeklinde yorumlamaktadır.


Biz bu konuda gerek 13 Kasım 2007 tarihinde, gerekse 2 Haziran 2009 tarihinde Eceabat Yerel Tarih Grubu olarak Genelkurmay ATASE Başkanlığı’na iki kez yazılı başvuruda bulunarak yukarıda bahsi geçen detayların, yetkili kurumca açıklığa kavuşturulmasını ve aydınlatılmasını talep etmiştik. Maalesef bugüne dek ilgili kurumdan bir yanıt alamadık. Ya yukarıda bahsedilen 57. Alay’ın güzergâhıyla ilgili yanlışlığı ciddiye almıyorlar, ya da bizi. Belki de ikisi birden.


9- Sayfa 64’te; “…Binbaşı Murat komutasında bölgeye ilk gelen 57. Alay’ın 2. Taburu…” denmektedir. Doğrusu şudur; bölgeye ilk gelen 57. Alay’ın 2. Tabur Komutanı Binbaşı Murat değil, Yüzbaşı Ata Efendi’dir.


10- Sayfa 119’da gösterilen sıralama karışmış olup doğrusu şöyle olmalıdır; uç tabir edilen müfreze ile Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal 200 metre ileride hareket edecek, 2. Tabur pişdâr göreviyle uç müfrezesinin arkasında alayın önünde olacak, Dağ bataryası 2. Tabur’u takip edecek, dağ bataryasını ise 1. Tabur izleyecek, 1. Tabur’dan sonra 3. Tabur onu takip edecek.


11- Sayfa 120’de; “1. ve 2. Bölüğünüz” cümlesindeki “bölüğünüz” “bölüğümüz”, aynı şekilde “ihtiyat bölükleriniz” de “ihtiyat bölüklerimiz” olmalıdır.


12- Sayfa 122’deki saatsiz raporda; sayfa 124’te saat 14.25’deki Ağıldere ile ilgili raporda; sayfa 125’te Ağıldere raporunda yanlış olarak 2. Tabur Komutanı olarak Ali Hayri gösterilmiştir. Halbuki 2. Tabur Komutanı Yüzbaşı Ata Efendi olarak yazılmalıydı.


13- Sayfa 145’te; Rumî tarihle verilen Hüseyin Avni Bey’in ölüm tarihi, 13/06/1331 değil 31/05/1331 olmalıdır. Bu tarih Miladî olarak 13 Ağustos 1915’e denk gelir.


Bu kutsal muharebenin anı ve izlerini gerçeklere sadık kalarak araştırmaya, yayınlanan belgeleri de muharebe topografyasına doğru ve gerçekçi şekilde örtüştürerek yorumlarsak çıkaracağımız yayımlarla, yazacağımız makalelerle ilgili kamuoyuna daha yararlı olacağımız kanısındayız.


Son olarak şunu ilave edelim ki, 2015 yılı projeleri kapsamında yer alan, muharebelere iştirak eden alayların yürüyüş güzergâhının belirlenmesinde, -yukarıda 8. maddede açıklanan 57. Alay örneğinde olduğu gibi- eskiden beri süregelen yanlış ve hatalı anlatımların tekrarlanmaması ve son dönemde yayınlanan belgeler ışığında gerçeklere sadık kalınarak projelerin gerçekleştirilmesi samimi dileğimizdir.


Saygılarımızla.


17 Ocak 2013
ECEABAT YEREL TARİH GRUBU ADINA


Şahin ALDOÐAN                  Selim MERİÇ


      Em. Dz. Sb.                        Em. Öğretmen

13.247 okunma

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir