Günlük ve hatıralar, savaşın askerî ve siyasî sonuçlarını anlatan eserlere nazaran okuyucuya hadiselere de farklı bir nazarla bakma imkânı vermektedir. Bu günlüklerden birisi de çalışmamızın mevzusunu teşkil eden Çanakkale Müstahkem Mevkii İntepe Topçu Grubu’ndan ismi ve rütbesini tespit edemediğimiz bir subaya aittir. O dönem yazılmış günlüklerde genelde künye bilgileri günlüğün ya başında ya da sonunda verilmektedir. İncelediğimiz bu günlükte ise künye bilgilerinin olduğu sayfanın bir kısmı yırtılmış, mevcut kısmında ise “Hatıra Defteridir 1331” ifadesi bulunmaktadır. Bu durum ise günlük sahibini bilme imkânını ortadan kaldırmıştır.
Neden Meçhul Bir Subay
Günlük içeriği incelendiğinde ne sahibi hakkında bir bilgi ne de ismine ulaşabileceğimiz bir birlik ve komutan ismini vermektedir. Verilen birkaç isimden ise subayımızın ancak birliğini öğrenme imkânımız olmaktadır.
Bununla birlikte günlük sahibinin “Şaşırdık. Efradın pek hatırına gelmiyor.” gibi ifadeleri ve bazı subay arkadaşlarından sıkça bahsetmesi onun bir subay olduğunu göstermektedir. Ayrıca günlükte geçen Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa, alay komutanı Zekeriya Bey gibi isimlerle irtibatı ve muharebeler hakkında verdiği, bir erin ulaşamayacağı geniş malumat da bu kanaatimizi kuvvetlendirmektedir.
Günlük günümüze ise muhtemel kendi birliğinde bir er olan Mehmet Çavuş ve onun oğlu Ali Osman Aydıncı tarafından ulaştırılmıştır. Mehmet Çavuş’un okuma yazma bilmemesi de burada belirtilmesi gereken önemli bir husustur
Günlük ya da kendi ifadesi ile “Hatıra Defteri” muhasebât kayıtlarını tutmak için tanzim edilmiş 10,5-16 cm ebatlarında 36 yapraklık bir deftere aynı yazı karakteri ile ara verilmeden tutulmuştur. Günlükte bazı günlerin atlandığı da olmuştur. Metin kısmı bu defterin 23 yaprağını kapsamaktadır. 18 Aralık 1914’te başlayan ilk kayıt 20 Eylül 1915’te bitmiştir. Metnin başı ve sonunda başka bir başlık da bulunmamaktadır.
Günlükten Bazı Önemli Olaylar
Çanakkale Muharebeleri’nin anlaşılması açısından önemli belgelerden biri olan bu günlüğün verdiği bazı teferruat kabilinden bilgiler o gün yaşanılanların anlaşılmasında birçok hususun ikmalini yapmaktadır. Özellikle Anadolu cihetinden aktarılan bilgiler muharebelerinin anlatımını zenginleştirmektedir.
18 Mart Deniz Zaferi
Günlükte yer alan ilk önemli tarih 18 Mart’tır. İngiltere ve Fransa’ya ait 16 büyük savaş gemisi ve etrafında onlarca irili ufaklı refakat gemilerinden oluşan donanmanın denizden Çanakkale Boğazı’na yaptığı bu harekâtın ilk ateşi sabah 11.30’da başlamıştır. Donanma komutanı Amiral J. De Robeck, saat 18.00’de geri çekilme emrini verdiğinde Fransız savaş gemisi Bouvet batmış, İngiliz Irresistible ve Ocean adlı iki savaş gemisi de ağır hasar almıştır. Bu gemilerin tamamen Boğaz sularına gömülüşü ise gece yarısını bulmuştur.7
Günlükte 18 Mart günü yaşananlar diğerlerine nazaran biraz daha geniş olarak ele alınacaktır: “On altı zırhlı Boğaz’a hücum ettiler. Ateş açtık.” ifadeleri ile başlayan bu çalışmanın da ekinde verdiğimiz 18 Mart ile ilgili notlarının bir kısmı şöyledir:
On altı zırhlı Boğaz’a hücum ettiler. Ateş açtık. On mermi kadar attık. Yirmi beş kadar torpido ve birçok tahtelbahirler torpil arayıcılar, elli beş adet gemi olmak şartıyla bize hiç bakmayıp doğru Erenköyü’ne kadar gittiler. Bombardımana başladılar… Bizim toplarımız onların büyük zırhlılarına karşı hiç nev’inde olduğu için bir şey yapamadık. Saat [alaturka] yedide bir zırhlı yaralanıp tepesinin üstüne [dikilmiş] zor hal Boğaz’dan çıkaracaklar [18 Mart 1915].
18 Mart günün anlatımı ise “Bir tane zırhlı battı. İki tanesinin cephanesi[nin] ateşlendiğini haber verdiler. Bizleri büyük zırhlı gene yan ateşine çevirdi. Aman ya Rabbi! Nasıl anlatayım, şiddetli surette etrafta toprak bırakmadı. Başımıza geçirdi.” ifadeleri ile bitmiştir. Burada önemli husus Bouvet hariç diğer iki İngiliz zırhlısının batış nedenidir. Yukarıda belirtildiği üzere gemiler cephaneliklerinin inflakı sonrası batmıştır. Bu patlamaya sebep olan hadise hakkında ise herhangi bir bilgi yoktur.
Mütareke Günü
Günlükte bahsi edilen önemli hadiselerden biri de 19 Mayıs gecesi Arıburnu’nda cereyan eden taarruz sonrası imzalanan mütarekedir. Avustralya ve Yeni Zelenda birliklerini (Anzac[k]) kesin bir şekilde Arıburnu’ndan atmak için başlatılan bu taarruz büyük bir zayiatla neticelenmiştir.
19 Mayıs 1915 gecesi saat 03.30’da başlayan taarruz öğlen resmen bittiğinde Türk tarafının toplam zayiatı 10.000 kişiye yaklaşmıştır.18 Taarruzu takip eden günlerde binlerce cenazenin defni sorun olmuş, her iki taraf arasında mütareke görüşmeleri başlamış, bu görüşmeler neticesinde önceden imzalanan mütareke 24 Mayıs’ta uygulanmıştır. Bahsi edilen ateşkes anlaşması 22 Mayıs’ta imza altına alınmıştır.
Bu görüşmeler sırasında da fili ateşkes olmuştur. Günlükte bu durum ise şu şekilde geçmektedir:
Bataryanın önüne ardına düşürüp efradı sağ tarafta bulunan sandıklara sevk edip hamdolsun bir zayiat vermedik. Telefonla alaydan verilen emir üzerine mütareke vardır. Ateş olunmayacak emri verildi [22 Mayıs 1915].
Savaşa Dair
Askerî konular yanında günlükte muhtelif yerlerde muharebeler sırasında askerlerin sosyal ve psikolojik durumlarını, muharebeler sırasında çekilen sıkıntıları yansıtan ifadelere rastlamak mümkündür. Cephede en fazla karşılaşılan sıkıntıların başını mühimmat sıkıntısı çekmiştir:
Üç topa on bir mermimiz kaldı. Cephane bekliyoruz. Düşman her tarafa ateş etmektedir. Mevziimizi tamamıyla öğrendi. Düşman kâmilen atmış olduğu mermiyi pek yakın düşürmekte, sağımıza düşürse sola, solumuza düşürse sağa kaçıyoruz.
Savaşta düşman devletler adeta kin ve nefretlerini kusmuşlardır. Topçu subayı bu düşman tavrı şu şekilde ifade etmiştir:
Ateşe başladık. On dokuz mermi attık ise de siz misiniz ateş eden! Üç zırhlı bizleri bombardıman etti. Nereye kaçar da kurtulursun! Allah’a sığınıp tevekkül olarak… Bataryamızın her tarafını berbat perişan etti. Atmış olduğu mermi[nin] en ufağı on beşlik.” Ve yine başka bir gün: -Beş on mermi attık. -Siz misiniz ateş eden? Akşama kadar bizlerden ateşi kesmedi. Hamdolsun burnumuz kanamadı.
Sonuç
Günlük hacmi itibari ile küçük olsa bile her şeyden önce Gelibolu Yarımadası’nda yaşananlara bir topçu subayının kaleminden diğerlerinden faklı olarak Anadolu tarafından bakma imkanı vermesi açısından önemlidir. Ayrıca günlükte verilen birçok bilgi ise Çanakkale Muharebeleri’nin teferruatını ikmal etmektedir. 18 Mart’ın Anadolu tabyalarından bir subay tarafından anlatılması, 25 Nisan kara çıkarmalarında River Clayde adlı kömür gemisi hakkında malumat da bu kabildendir. Son olarak askerin cephe hattındaki psiko-sosyal durumu da günlükte geniş bir şekilde ele alınmıştır.
Not: Kitap dağıtımı ve satışı yakında yapılmaya başlanacaktır. İlgili açıklamalar daha sonra www.acasam.comu.edu.tr adresinden ve twitter, facebook hesaplarından yapılacaktır.