1) Charles Bean’in notları ve bir subayın mezarı
Çanakkale muharebeleri tarihinin yazımında önemli bir yere sahip olan Charles Bean, 1915’te savaş muhabiri olarak bulunduğu Çanakkale’ye 1919’da bu kez Avustralya Tarih Heyeti’nin başkanı olarak dönmüştür. Bean’le birlikte fotoğrafçı, ressam ve askerlerden oluşan sekiz kişilik heyetin görevi, Avustralyalıların savaştığı Arıburnu ve Kirte muharebe sahasını gezip cephenin Türk tarafını da görerek “cevapsız kalan soruları cevaplandırmak,” Avustralya’da sergilenmek üzere arazideki savaş kalıntılarından örnekler almak ve aynı zamanda savaş mezarlıklarının durumunu tespit etmekti.[1] Bean’in 24 günlük bu gezi sırasında elinden düşürmediği not defteri, Çanakkale muharebeleri araştırmaları ve saha çalışmaları için hala eşsiz bir kaynak ve bir rehberdir.
Avustralya Tarih Heyeti, Çanakkale’ye 14 Şubat 1919’da gelmiş, Ağadere’de bir gece kaldıktan sonra 15 Şubat 1919 günü Arıburnu’na hareket etmiştir. Karayörük Deresi’nde kamp kuran heyetin ilk işi, rapor hazırlamak üzere mezarlıkları ziyaret etmek olmuştur. Bean ve ekibi, gezinin on birinci gününde yani 26 Şubat’ta Arıburnu’nda Yeşil Sırt üzerinde bulunan Yeşil Tarla mevkisine gitmiştir.[2] Bean, on günden beri yaptığı gibi burada da arazide gördüklerinin fotoğrafını çektirmiş ve bir kroki çizmiştir. Bu krokide tünel, siper gibi olağan savaş kalıntılarından başka bir de mezar yeri işaretlidir. Bean, krokinin kenarına mezarın kime ait olduğuna dair “Leane Siperi yakınlarında 48’inci Alay 2’nci Tabur 3’üncü Bölük’ten 19 Mayıs 1915’te ölen Teğmen Hasan Tahsin Efendi’nin mezarı vardır (işaretli yer)”[3] şeklinde bir not düşmüştür (bkz: Görsel 1). Bean’in Tğm. Hasan Tahsin’e dair verdiği bilgiler bununla sınırlıdır; tüm bu detaylara nasıl ulaştığı bilinmemektedir. Akla gelen ilk ihtimal, bu bilgileri Harbiye Nezareti tarafından Tarih Heyeti’ne eşlik etmek üzere gönderilen Binbaşı Ahmet Zeki (Soydemir) aracılığıyla elde etmesidir. Heyette yer alan fotoğrafçı Hubert Wilkins’in uzaktan çektiği bir fotoğrafta (bkz: Görsel 3) görülen sanduka benzeri yapı ve Bean’in krokide “tomb” kelimesini kullanması, mezarın sonradan özel olarak yapıldığını ortaya koymaktadır. Muharebeler devam ederken düşman siperlerinin önünde bir mezar yapılamayacağına göre, 24 Mayıs 1915 ateşkesi sırasında Hasan Tahsin’in vurulduğu yere gömülmesi ve İtilaf güçlerinin 20 Aralık 1915’te Arıburnu ve Anafartalar’ı tahliyesinden sonra alaydaki arkadaşları tarafından bu mezarın yapılması en kuvvetli ihtimaldir. Muhtemelen Bnb. Zeki mezar taşında yazanları okuyup Bean’e aktarmıştır.
Görsel 1: Charles Bean’in Tğm. Hasan Tahsin’in mezarını gösteren krokisi.[4] Bean bu krokiyi orijinal not defterini temize çekerken yeniden çizmiştir. Bean krokide mezarı gösterirken “yapılı mezar” anlamında “tomb” kelimesini kullanmış. Yeşil Tarla “FIELD” olarak belirtilmiş.
Görsel 2: Charles Bean’in yerinde çizdiği orijinal kroki.[5]
Görsel 3: Hubert Wilkins’in Semer Tepe’den çektiği fotoğraf. Sol üstte mezarın yakından görünümü. Altta, Tğm. Hasan Tahsin’in Harp Mecmuası’nda yayımlanan fotoğrafı. Derginin 4. sayısının 61. sayfasında “Yaşayan Ölüler” kısmında bulunan fotoğrafın açıklaması “Mülazım-ı Sani Tahsin Efendi Y48 T3 K2 (6 Mayıs 1331)” şeklindedir. Burada tabur (T) ve bölük (K) numaraları karıştırılmıştır.
Görsel 4: Harp Mecmuası’nda Tğm. Hasan Tahsin’in fotoğrafının bulunduğu sayfa.
Bean’in krokisi sayesinde mezar yerini öğrendiğimiz Tğm. Hasan Tahsin, Millî Savunma Bakanlığının (MSB) Çanakkale şehitleri listesinde 13628 sıra numarasıyla kayıtlıdır. Baba adı Ahmet Hilmi, doğum yeri İstanbul’dur. MSB kaydındaki bilgiler, Bean’in notuyla örtüşmektedir. Tğm. Hasan Tahsin’e dair Bean’den ve MSB listesinden edindiğimiz bilgileri bir kaynaktan daha doğrulamak mümkündür. Tğm. Hasan Tahsin’le aynı birlikte yani 48’inci Alay 2’nci Tabur’da görev yapan gazi astsubay Emin Çöl, ilk defa 1977 yılında “Çanakkale-Sina Savaşları” adıyla yayımlanan anılarının 19 Mayıs gece taarruzuyla ilgili bölümünde Tğm. Hasan Tahsin’e ayrı bir başlık ayırmıştır: “Tahsin Bey: Bizim taburun birinci bölüğünde teğmendi.[6] Milliyetçi, ülkücü, korkmaz, ecevit (enerjik) bir subayımızdı. İstanbullu olduğu söylenirdi. Bu baskında Tahsin Bey, bizim Hacı Mehmet, birkaç kişi daha şehit olmuşlardı. Makineli tüfek yuvasını da söndürmüşlerdi. Gece baskınında bu yuvanın ateşinden kurtulmuştuk.”[7]
Emin Çöl’ün söz konusu taarruzda düşman makineli tüfek yuvasının “söndürüldüğüne” dair anlatımını doğrulayan bazı kayıtlar vardır. Örneğin, 48’inci Alay Komutanı Bnb. Ahmet’in taarruzdan sonra yazdığı raporda: “Alay askerlerinden düşmanın siperlerine kadar atılıp mitralyöz memuru askerlerini öldürerek bu şekilde mitralyözlerine vaziyet eden[ler olmuş] ve fakat makinelerin tespit edilmiş olmasıyla nakilleri mümkün olamamasından dolayı, makineleri çekmekte başarılı olamamışlardır”[8] ifadeleri yer almaktadır. Alayın taarruz ettiği 10’uncu Avustralya Taburu’nun harp ceridesindeyse bunu doğrulayan bir bilgi yoktur: “Sabah 3’te düşman kuvvetli bir taarruz yaptı. (…) Yalnızca üç düşman askeri siperlerimize yaklaşabildi.”[9] Buna rağmen başka İngilizce kaynaklarda 10’uncu Tabur cephesindeki bir makineli tüfeğin tüm personelinin savaş dışı kaldığı bilgisine rastlamak mümkündür.[10] Ancak Tğm. Hasan Tahsin’in vurulduğu yerde kaldığını kabul etmemiz halinde bu işin o ve beraberindeki askerler tarafından yapıldığını söylemek zordur zira mezarın konumu Kel Tepe’deki Anzak hattına yaklaşık 200 metre mesafededir.
48’inci Alay’ın bu taarruzlardaki kaybı bir taburdan fazladır. Toplam 1121 zayiatın 316’sı şehit ve 319’u kayıptır. Tğm. Hasan Tahsin’in mensubu olduğu 2’nci Tabur 2’si subay olmak üzere 97 şehit vermiş ve 117 asker “kayıp” olarak bildirilmiştir.[11] Zayiatın bu denli ağır olmasının önemli bir nedeni, alayın sağ kanadının Kanlı Sırt istikametinden yan ateşine açık olmasıdır. Kanlı Sırt’ta ve hemen güneyindeki hakim noktalarda bulunan 2’nci ve 11’inci Avustralya Taburu’nun makineli tüfekleri 16’ncı Tümen’in taarruz kollarının yaklaşma istikameti olan Yeşil Dere’yi rahatlıkla yandan ateş altına alabilmiştir.[12] Taarruzda 48’inci Alay’ı takviye eden 125’inci Alay 1’inci Tabur’unun komutan vekili Yüzbaşı Mehmet Nedim, alaya gönderdiği bir mesajda bu durumdan “Taburun işgal ettiği arazinin karşısında düşman siperleri az görülüyor. Ancak ileri hatta bulunan düzensiz kıtaların yarım sağ ilerisinde düşman siperleri mevcut olduğu gibi bulunduğumuz bölgenin derelerini yan ateşine alacak düşmanın iki mitralyözü vardır”[13] şeklinde bahsetmektedir. Bu makineli tüfeklerin ateşiyle Yeşil Dere içerisinde şehit olan askerlerin bir kısmı, 24 Mayıs 1915 ateşkesinde Yeşil Tarla’nın hemen kuzey kenarındaki sel yarıntısına toplu halde gömülmüş,[14] burası Tarih Heyeti’nin gezisi sırasında Hubert Wilkins tarafından fotoğraflanmıştır (bkz: Görsel 5). Tğm. Hasan Tahsin de mezarının bulunduğu yerde yani Yeşil Tarla’nın hemen güney kenarında Kanlı Sırt dolaylarından açılan yan ateşiyle vurulmuş olabilir. Zira 11’inci Avustralya Taburu’ndan Nicholson adında bir asker, bir grup Türk askerinin Yeşil Tarla’da siper almaya çalıştığından ve bunların makineli tüfeklerin hedefi olduğundan söz etmektedir: “19 Mayıs’ta siperimizin önünde bulunan ölülerin çoğunun Smith’in [Tğm. Henderson Smith] iyi atıcılığı sayesinde vurulduğuna şüphe yok. [Smith], Türklerin siperimizin 200 metre uzağında siper almaya çalıştığı bir mısır tarlasını [Yeşil Tarla] hedef alıyordu. Tek bir düşman dahi ne geriye kaçabildi ne de o mısır tarlasına yaklaşmaya cüret edebildi.”[15]
Görsel 5: 24 Mayıs 1915 ateşkesinde Yeşil Tarla’nın kuzey kenarındaki sel yarıntısına defnedilen 16’ncı Tümen şehitlerine ait kemikler, 26 Şubat 1919.[16]
Çanakkale muharebeleri sırasında şehit olan subaylardan bugün ne yazık ki pek azının gömüldüğü yer ve/veya mezarı bellidir. Bean’in krokisi, hava fotoğrafları, uydu görüntüleri ve diğer muhtelif kaynaklar bir arada kullanılarak Tğm. Hasan Tahsin’in de gömüldüğü yeri tespit etmek mümkün olmuştur. Bean’in krokisi hava ve uydu görüntüleriyle karşılaştırıldığında, mezarın Yeşil Tarla’nın güneydoğu yamacında olduğu görülmektedir. Alışılmış gezi rotasının dışında olan bölge, bugün bazı noktalarda sürünerek geçmeyi gerektirecek kadar sık çalılarla ve ağaçlarla kaplıdır. Yalnızca Yeşil Tarla, şimdi de tıpkı savaş zamanında olduğu gibi nispeten düz ve açık bir alandır ve muharebelerden kalma pek çok iz burada varlığını korumaktadır (bkz: Görsel 10). 1 Eylül 2022 günü yaptığımız gezide Yeşil Tarla üzerinden mezarın bulunduğu yamaca indiğimizde, aradan geçen 107 yılda sanduka benzeri yapı ortadan kaybolduğundan, mezara dair belirgin bir ize rastlayamadık. Ancak bundan sonra yapılacak daha uzun soluklu ve donanımlı bir çalışmayla mezarın tam yerini tespit etmek mümkün olabilir.
Görsel 6: Bean’in krokisindeki yerlerin 1915 hava fotoğrafı üzerinde gösterimi. (Hava fotoğrafı: AWM)
Görsel 7: 1919’da çekilen fotoğraftaki yerlerin 1915 hava fotoğrafı üzerinde gösterimi. (Hava fotoğrafı: AWM)
Görsel 8: 1919’da çekilen fotoğraftaki yerlerin hava fotoğrafı ve uydu görüntüsü kombinasyonu üzerinde gösterimi. (Fotoğraflar: AWM)
Görsel 9: Charles Bean 26 Şubat 1919 günü Yeşil Sırt’ta Leane Siperi’nin önünde notlarını yazarken.[17] 19 Mayıs 1915 sabahı buraya taarruz eden 48’inci Alay’ın sağ kanadının, yan ateşine ne denli açık olduğunu oldukça iyi anlatan bir fotoğraf. İşaretli yerler: 1) Yeşil Tarla, 2) Mezarın bulunduğu sel yarıntısı (krokideki “Washaway”), 3) Kanlı Sırt, 4) Semer Tepe (krokideki “Knife Edge”).
Görsel 10: Yeşil Tarla, 26 Şubat 1919 / 1 Eylül 2022. (Fotoğraf: Bernard de Broglio)
Avustralya Tarih Heyeti’nin Yeşil Tarla civarındaki gezisi sırasında çekilen fotoğraflar incelendiğinde, Tğm. Hasan Tahsin’in mezarının Arıburnu muharebe sahasının bu bölümündeki tek yapılı mezar olmadığı anlaşılmaktadır. Wilkins tarafından Yeşil Tarla’nın güneyindeki bir noktada çekilen bir fotoğrafta, betondan ve tahtalardan yapılmış bir mezar daha görülmektedir (bkz: Görsel 11). Bu mezarın, 48’inci Alay’ın Tğm. Hasan Tahsin’den başka şehit olduğu bilinen dört subayından birine ait olması muhtemeldir.[18] Wilkins’in fotoğrafında dikkat çeken bir diğer ayrıntı da sol ileride görülen barakanın hemen altındaki etrafı çevrilmiş alandır. Burayla ilgili akla gelen ilk ihtimal, 24 Mayıs ateşkesi sırasında şehitlerin topluca gömüldüğü yerlerden biri olmasıdır. Bean’in günlüklerinde ne mezarla ne de etrafı çevrili alanla ilgili bir bilgi yer almaktadır. Bean, bilmeceleri çözmek için geldiği Çanakkale’den bir anlamda geride bilmeceler bırakarak ayrılmıştır.
Görsel 11: Charles Bean’in ekibindeki fotoğrafçı Hubert Wilkins tarafından çekilen diğer fotoğraf (27 Şubat 1919)[19]. İşaretli yerler: 1) Yeşil Sırt, 2) Yeşil Dere, 3) Semer Tepe, 4) Kanlı Sırt, 5) Çamlık Sırtı, 6) Albayrak Sırtı. Sol alt: Mezarın yakından görünümü. Sağ alt: Şehitlik olması muhtemel etrafı çevrili alan.
2) Arif Bey (Arif Efendi) Çeşmesi
Arif Bey Çeşmesi, yine Emin Çöl’ün anılarında bahsettiği Arıburnu muharebe sahasındaki yerlerden biridir.[20] Çeşme, Şevki Paşa’nın 1/5000’lik meşhur tahkimat haritasında işaretli değildir. Dahası, haritada 48’inci Alay cephesinin herhangi bir yerinde bir su kaynağı işaretlenmemiştir.[21] Bununla beraber, 2010 yılında Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Türk bilim insanları tarafından organize edilen Müşterek Tarihsel ve Arkeolojik Yüzey Araştırması (The Joint Historical and Archaeological Survey – JHAS) projesi kapsamında hazırlanan haritada, muharebeler sırasında 48’inci Alay’ın sağ kanadında bulunan Kara Dere’nin membasına yakın bir noktada bir kuyu gösterilmiştir (bkz: Görsel 12). Projede ulaşılan verilerin listelendiği internet sitesindeki açıklamaya göre kuyu 1915 öncesine tarihlenmiştir.[22]
Emin Çöl, anılarında Arıburnu Cephesi’ni bir insan vücudu şeklinde tasvir ederken çeşmeden “Sol omuz: Arifbey Çeşmesi. Şehit bir subayımızın adına olan bu çeşmenin bir parmak suyu vardı.”[23] şeklinde söz etmektedir. “Arifbey” ifadesi ilk başta bu şehit subayın ümera sınıfından olduğunu yani binbaşı, yarbay veya albay rütbesinde olduğunu düşündürse de kayıtlara göre 48’inci Alay’dan bu rütbelerde şehit olan Arif adında bir subay yoktur. Dolayısıyla bu kişinin teğmen, üsteğmen veya yüzbaşı olması gerekir.[24] MSB Çanakkale şehitleri listesi incelendiğinde 50391 sıra numarasıyla 48’inci Alay’a mensup Arif adında bir subay görülmektedir, o da 1’inci Tabur 3’üncü Bölük’ten Teğmen Arif’tir. Teğmen Arif’in baba adı Selim, doğum tarihi 1874, doğum yeri ise Sinop’tur. 25 Temmuz 1331’de yani 7 Ağustos 1915’te şehit olmuştur.[25] Bu tarih, Kanlı Sırt Muharebesi’nin ikinci gününe denk gelmektedir. Tğm. Arif’in mensup olduğu 48’inci Alay 1’inci Tabur, muharebede kuyunun bulunduğu Kara Dere’nin hemen üst tarafındaki 81 numaralı siper dolaylarında savaşmıştır. Tabur, 7 Ağustos günü 81 numaralı siper üzerinden Kanlı Sırt istikametine iki taarruz yapmıştır.[26] Tğm. Arif’in bu taarruzlardan birinde şehit olması kuvvetle muhtemeldir. Tğm. Arif’in şehit olduğu tarih, birliğinin savaştığı yer ve kuyunun konumu, birbirini tamamlayan detaylardır. Savaş döneminde kuyuda bir tulumba olması ve bu yüzden “çeşme” olarak isimlendirilmesi ihtimal dahilindedir.
Görsel 12: 2010 yılındaki proje kapsamında hazırlanan haritalarda 81 numaralı siper ve kuyunun yeri.
Emin Çöl’ün sözünü ettiği çeşmenin burası olma ihtimalinden hareketle 1 Eylül 2022 günü dört kişilik grubumuzla uğradığımız diğer bir yer Kara Dere’deki bu kuyuydu. Kuyuya, Kanlı Sırt’tan belli belirsiz bir patikadan ulaşılmaktadır. Kuyunun ağzı Millî Park zamanında beton duvarla çevrilmiş ve üzeri bir demir kapakla örtülmüştür. İlk bakışta modern bir yapı gibi gözükse de üzerindeki kapak kaldırıldığında kuyunun duvarını oluşturan eski taşlar gözükmektedir. Kuyunun yalnızca birkaç metre ilerisindeyse, daha ilginç bir manzara karşımıza çıkmaktadır. Dere burada aniden sarplaşmakta, bir şelale görünümü almaktadır. Yakından incelendiğinde burada eski bir çeşmenin varlığına işaret edebilecek, taşlarla örüldüğü belli olan bir duvar gözükmektedir[27] (bkz: Görsel 15).
Kara Dere’ye yaptığımız gezi tıpkı Tğm. Hasan Tahsin’in mezar yerine yaptığımız ziyaret gibi gibi bir ön inceleme niteliğinde olmuştur. Vadi içerisinde bir su kaynağı olması ve tarihsel detaylar Emin Çöl’ün sözünü ettiği Arif Efendi Çeşmesi’nin burada olduğuna işaret etse de bunu kesinleştirmek için şüphesiz daha kapsamlı ve uzun soluklu bir çalışmaya ihtiyaç vardır.
Görsel 13: Kara Dere’deki kuyu (Fotoğraf: Bernard de Broglio).
Görsel 14: Kuyunun içi. (Fotoğraf: Bernard de Broglio)
Görsel 15: Kuyunun birkaç metre ilerisinde bulunan, Arif Efendi Çeşmesi’nin kalıntısı olabileceğini düşündüğümüz duvar. (Fotoğraf: Bernard de Broglio)
Görsel 16: Kara Dere. Sağdaki yükselti kuyunun alt tarafında bulunan duvardır.
Teşekkür
Bu yazının temelini teşkil eden gezi sırasında değerli görüş ve bilgilerini esirgemeyen Ahmet Yurttakal’a, Ömer Arslan’a ve Bernard de Broglio’ya teşekkür ediyorum. Bu gezinin ve yazının Çanakkale muharebe sahası araştırmalarına ufak bir katkı sunmasını ümit ediyoruz.
Kaynakça
Arşivler
Australian War Memorial (AWM) Arşivi
Kitaplar
Bean, C. E. W. (1941). Official History of Australia in the War of 1914–1918 Volume II: The Story of Anzac: from 4 May 1915 to the evacuation (11. baskı)
Bean, C. E. W. (1948). Gallipoli Mission. Australian War Memorial
Borlat, B. (Ed.). (2020). Askerî Kayıtlara Göre 19 Mayıs 1915 Türk Taarruzu II. Cilt. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı
Çöl, E. (1977). (C. Sönmez, ed.). Çanakkale-Sina Savaşları. Güryılmaz Matbaası
Çulcu, M. (ed.). (2006). Çanakkale 1915 Kanlısırt Günlüğü: Mehmet Fasih Bey’in Günlüğü. (2. baskı). Denizler Kitabevi
Gooding, J. (2009). Gallipoli Revisited: In The Footsteps Of Charles Bean And The Australian Historical Mission. Hardie Grant Books
Hallı, R., Saral, M. & Yiğitgüden, A. R. (2020). Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi V. Cilt III. Kitap. Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı Yayınları.
Hurst, J. (2011). Game to the Last: The 11th Australian Infantry Battalion at Gallipoli (2. baskı). Big Sky Publishing
Sayılır, B. (2008). Tarihe Sığmayanlar: Çanakkale Savaşı’nın Şehit Subayları. Phoenix Yayınevi
Tezler
Kaya, B. (2021). Kanlısırt Muharebeleri (6-10 Ağustos 1915) [Yayımlanmış yüksek lisans tezi]. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi
[1] Australian War Memorial (AWM) Arşivi AWM25 1013/31 s. 38. AWM38 3DRL 606/232/1 s. 1-3. Bean, C.E.W. (1948). Gallipoli Mission. Australian War Memorial. ss. 1-12.
[2] AWM38 3DRL 606/232/1 ss. 5-24.
[3] AWM38 3DRL 606/231A/1 s. 13. AWM38 3DRL 606/232/1 s. 23.
[4] AWM38 3DRL 606/232/1 s. 23.
[5] AWM38 3DRL 606/231A/1 s. 13.
[6] Emin Çöl, Hasan Tahsin’in bölüğünü yanlış hatırlamış.
[7] Çöl, E. (1977). (C. Sönmez, ed.). Çanakkale-Sina Savaşları. Güryılmaz Matbaası. s. 34.
[8] Borlat, B. (Ed.). (2020). Askerî Kayıtlara Göre 19 Mayıs 1915 Türk Taarruzu II. Cilt. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı. s. 164. Ayrıca bkz: Yiğitgüden, A. R., Saral, M. & Hallı, R. (2020). Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi V. Cilt III. Kitap. Türkiye Cumhuriyeti Millî Savunma Bakanlığı Arşiv ve Askerî Tarih Daire Başkanlığı Yayınları. s. 135.
[9] AWM4 23/27/3 s. 2.
[10] Bkz: Hurst, J. (2011). Game to the Last: The 11th Australian Infantry Battalion at Gallipoli (2. baskı). Big Sky Publishing. s. 80.
[11] Borlat, a.g.e. s. 164. MSB listesine göre Tğm. Hasan Tahsin haricinde şehit olan diğer subay, taburun birinci bölüğünden İstanbullu Mehmet Edip oğlu Tğm. Abdullah’tır.
[12] Bean, C. E. W. (1941). Official History of Australia in the War of 1914–1918 Volume II: The Story of Anzac: from 4 May 1915 to the evacuation (11. baskı). Angus & Robertson Limited. ss. 145-146, 258. Gallipoli Mission s. 59. Hurst, a.g.e. s. 76-80.
[13] Borlat, a.g.e. s. 93.
[14] The Story of Anzac s. 258. Ayrıca bkz: AWM38 3DRL 606/232/1 s. 75.
[15] Game to the Last s. 80.
[16] Gooding, J. (2009). Gallipoli Revisited: In The Footsteps Of Charles Bean And The Australian Historical Mission. Hardie Grant Books. s. 113.
[17] Gooding, a.g.e. s. 92.
[18] 48’inci Alay’ın kayıplarına dair bkz: Dipnot 11. MSB listesine göre bu subaylar şunlardır:
Üsteğmen Rezuk
Baba adı: Mehmet
Doğum yeri: Bingazi/Libya
Birliği: 1’inci Tabur 3’üncü Bölük
Teğmen Abdullah
Baba adı: Mehmet Edip
Doğum yeri: İstanbul
Doğum tarihi: 1884
Birliği: 2.Tb. 1.Bl.
Üsteğmen Ali Galip
Baba adı: Ömer
Doğum yeri: Sivas
Doğum tarihi: 1893
Birliği 3.Tb. 4.Bl.
Teğmen Mehmet Edip
Baba adı: Abdullah
Doğum yeri: İstanbul
Birliği: 3.Tb. 1.Bl.
[19] Gooding, a.g.e. s. 121.
[20] Kireçtepe’deki Arif Bey Çeşmesi’yle karıştırılmamalıdır.
[21] Şevki Paşa Haritası Çanakkale muharebelerine dair eşsiz bir kaynak olmakla beraber eksiksiz değildir. Haritada muharebe sahasındaki bazı şehitliklerin işaretlenmediği ve bazı yer adlarının hatalı yere yazıldığı bilinmektedir.
[22] The University of Melbourne. Anzac Gallipoli Archaeology Database. http://agad.anzac.unimelb.edu.au/index.php/search-agad-database/1536-well.html
[23] Çöl, a.g.e. s. 32.
[24] Osmanlı ordusundaki ümeraya (üstsubaylar) yani binbaşı, yarbay ve albay rütbelerindeki subaylara “bey”, teğmen, üsteğmen ve yüzbaşı rütbelerindeki subaylara “efendi” denmesi kuralı zaman zaman gözetilmeyip “efendi”lere de “bey” denmiştir.
[25] Ayrıca bkz: Sayılır, B. (2008). Tarihe Sığmayanlar: Çanakkale Savaşı’nın Şehit Subayları. Phoenix Yayınevi. s. 287.
[26] Kaya, B. (2021). Kanlısırt Muharebeleri (6-10 Ağustos 1915) [Yayımlanmış yüksek lisans tezi]. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi. ss. 99-102. 81 numaralı siperin yeri hakkında bkz: Çulcu, M. (ed.). (2006). Çanakkale 1915 Kanlısırt Günlüğü: Mehmet Fasih Bey’in Günlüğü. (2. baskı). Denizler Kitabevi. s. 183. Ayrıca bkz: Yiğitgüden, Saral & Hallı, a.g.e. Kroki-35.
[27] İlginç bir şekilde bu duvar, 2012’de JHAS projesi için burayı ziyaret eden ekibin gözünden kaçmıştır (bkz: Görsel 12).