Popüler tarih anlatımının aksine, Kurtuluş Savaşı Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonrasında Türk ordusu’nun 9 Eylül 1922 de İzmir’e girmesiyle sonuçlanmamıştı. Hatırı sayılır bir Yunan askeri gücü Urla Yarımadası, Marmara’nın güneyinde Bursa-Ayvalık arasında , doğu Trakya’da bulunuyordu. İstanbul (Çatalca’dan İzmit’e kadar) , Karabiga-Ezine arası ise Müttefik işgal güçlerinin kontrolündeydi. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki TBMM ‘nin ordusunun zaferi dünyanın bir anda dikkatini çekecek, Yunan unsurlarının temizlenmesinden sonra Türk birlikleri İzmir’in ele geçirilmesinin de psikolojik üstünlüğüyle daha kuzeye yönlendirilecek, Çanakkale ‘yi Eylül 1922 de yeni bir uluslarası krizin merkezi haline getirecekti. Üstelik Birinci Dünya Savaşı’nda neredeyse pek kullanılmayan bir silahla. Bu öyle bir silahtı ki; onunla masa başında binlerce askerin, sivilin kaybını engelleyip çok daha büyük başarılara imza atılabilirdi. Yeni bir Çanakkale Savaşı’nın eşiğine getiren krizi risk alarak ustalıkla yönetmek, Mudanya Mütarekesi ile sonlandırmak, dünyanın güçlü devletlerinin temsilcileriyle aynı masaya oturmak, şartları kabul ettirmek büyük bir başarıydı. (T.Y)
Bu yazı ilk olarak Atlas Tarih Dergisi 2019 Kurtuluş Savaşı Özel Sayısı’nda yayımlanmış, editöryal izinle sitemize konulmuştur.