1. Dünya Savaşının 100. yılındayız. Bu savaşın en önemli cereyan sahalarından biri de Çanakkale’dir. İngiltere ve Fransa öncülüğündeki İtilaf güçleri Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u ele geçirmeye, Osmanlı Devleti’ni canevinde vurmaya çalıştılar. Önce dünyanın en güçlü donanmalarıyla denizden geçmek istediler, fakat hezimete uğradılar. Sonra da karadan geçmek için yüzbinlerce asker çıkardılar. Yine sonuç alamadılar.
Aradan bir asır geçti, fakat bu büyük savaşın hâtırası hâlâ yaşıyor. Çanakkale toprağına hem bugünkü vatanımız sınırları dahilinden ve hem de o zamanki Osmanlı sınırları içinde kalan coğrafyalardan, hatta bütün İslâm coğrafyasından gelen kahramanlar karışmış durumda.
Çanakkale Savaşı, zamanında nasıl bütün dünyanın dikkatle takip ettiği bir harpse, 100. senesi de, bütün dünyayı ilgilendiren bir yıl dönümüdür. Döneminde Çanakkale’de Osmanlı devletine karşı savaşanlar oradaki varlıklarını nasıl zamanın basın araçları yoluyla dünyaya duyurduysa, Osmanlı yönetimi de bu savaşın dünyaya bütün yönleriyle duyurulması için çeşitli faaliyetler yürütmüştür.Bu faaliyetlerin en belli başlısı, İstanbul’dan götürülen bir “Edebi heyet”in Çanakkale cephesini ziyaretidir. Çanakkale Muharebeleri sırasında 28 Haziran -10 Temmuz 1915 tarihleri arasında, zamanın Harbiye Nezâreti’nin davetlisi olarak Çanakkale Cephesi, bir grup edebiyatçıya (Ömer Seyfettin, Hamdullah Suphi, Ali Canip, Celal Sahir, Hakkı Süha, Faik Ali, Enis Behiç vs.) ziyaret ettirilmiş ve dönüşte de bu yazarlar intibalarını kaleme almışlardır. Heyete ağırlık edebiyatçılarda olmakla beraber, müzikçiler ve ressamlar da bulunmaktaydı.
Benzer bir faaliyet, Suriye, Filistin ve Lübnan’dan 31 kişilik bir “ilim heyeti”nin ekim ayındaki cephe ziyaretidir. “İlim Heyeti” denilmekle beraber, heyette ilim adamları dışında şairler, edibler, hatibler ve gazeteciler de bulunmakta idi.
İlim Heyeti:
Vilayet ve sancaklardan seçilenler
Şam
Müftü es-Seyyid Ebâ’l-Hayr ‘Abidîn
Abdulmuhsin el-Ustuvanî
‘Atâ el-‘Aclânî
Hamâ
es-Seyyid Ahmed el-Keylanî
Humus
Tevfik el-Atâsi
Havran
Muhammed ez-Ze‘l ve Muhammed el-Halebî
Beyrut
Müftü Mustafa Necâ
Trablusşam
Şeyh Abdulkerim ‘Uveyda
Lazkiye
Mehâsin el-Ezherî
Akkâ
Şeyh İbrahim ve Şeyh Abdurrahman ‘Aziz
Hayfa
Müftü Muhammed Murad
Nablus
Muhammed Rıfat Tuffahâ
Hacı Abdurrahman İbrahim
Halep
Müftü Muhammed Salih el-‘Ubeysi
Şeyh Muhammed Bedreddin en-Na‘sânî
Abdullatif Haznedar
Antep
Müftü Ârif Efendi
Kudüs
Müftü Tâhir ebu’s-Suûd
Şeyh Ali er-Rimâvî
Yafa
Şeyh Selim el-Ya‘kûbî
Cebel-i Lübnan
Şeyh Abdulgaffar Takiyyuddin
4. ordunun seçtikleri
Şeyh Es’ad eş-Şukayrî
es-Seyyid Habib el-‘Ubeydî
Şeyh Taceddin Bedreddin
Şeyh Abdulkadir el-Hatîb
Gazeteciler
‘el-İkbâl’ gazetesinin sahibi Abdulbasit el-Unsi
‘Ebâbîl’ gazetesinin sahibi Hüseyin el-Habbâl
‘el-Belâğ’ gazetesi sahibi Muhammed el-Bâkir
‘el-Muktebes’ gazetesinin sahibi Muhammed Kürd Ali
Heyet, Haleb’de bir araya gelmiş, burada 4. Ordu kumandanlığı adına heyete katılan, ordu müftüsü ve Tetkikat-ı Şer’iyye Meclisi reisi olan Esad eş-Şukayri’yi heyet başkanı olarak seçmişlerdir.
Heyet özel bir tirenle İstanbul’a 7 Ekim 1915’te ulaşmış ve Haydarpaşa garında törenle karşılanmıştır. Heyet üyeleri Sirkeci’de Şahin Paşa konağına yerleştirilmiş, burada bazı ziyaretlerden sonra 17 Ekim 1915 sabahı Sirkeci’den kalkan özel bir vapurla Çanakkale’ye hareket edilmiş, gece Tekirdağ limanında geçirilmiş, 18 Ekim 1915 pazartesi günü de Akbaş sahiline ulaşılmıştır.
İlk ziyaret 5. ordu karargâhına yapılmış, heyeti 5. Ordu Kumandanı Liman von Sanders Paşa karşılamış, karşılıklı konuşmalar yapılmıştır.
Heyetin ziyaretinin ilk günleri kurban bayramına rastlamıştır. Bayram namazını Trablusşam ulemâsından Abdülkerim Uveyza Efendi kıldırır. Namaz duasından sonraki bayramlaşmayı heyetin mihmandarı olan Ali Vahid Efendi şöyle anlatıyor:
“Duadan sonra hararetli bir bayramlaşmadır başladı. Şöyle bir baktım: Anadolu evlâdından bir mücâhid koşuyor, Filistinli bir âlim Mehmedinin ellerine sarılıyor; o da onu kucaklıyor. Ö̈tede Şam’dan maşlahlı bir zât-ı şerîf; asil bir Türk subayıyla musâfaha ediyor. Beride bir tabur imâmı Beyrut müftüsünün ellerini öpüyor. Her tarafta herkes birbiriyle bayramlaşıyor, bütün yüzler gülüyor. Güneş altın ışınlarıyla bu ulvî manzarayı yaldızlarken, bir taraftan da top sesleri ortalığı inletir dururdu. Bu cânlı levha asla tasvîre sığmaz. Şu çetrefil kalem onun taslağını bile çizemez.”
Daha sonra askerî hastahanede gazilerin ziyaretine gidilir. Subaylara mahsûs koğuşta ayağı ameliyat edilmiş̧ Beyrutlu genç bir subayın hatırını Beyrut Müftüsü Mustafa Neca Efendi sorar. Aralarında şöyle bir konuşma geçer:
“- Nasılsın oğlum? Ben senin hemşehrînim, Beyrut müftüsüyüm. Bak biz tâ oralardan sizi tebrîke geldik…
– Ben …mahallesinden …in oğluyum. Ayağım böyle oldu…
– Merâk etme evlâdım! Ne olduysa “Allah” yolunda oldu. Bunun mükâfâtı büyüktür. Evinde köyünde durup gezerken de ayağı öyle olanlar çoktur. Sen gönlünü geniş tut; endîşe etme! İftihâr et! Biz de sizinle iftihâr ediyoruz…
– Öyle ise eğil de sakalından öpeyim!..
Biz hep gizli gizli ağlıyor idik.”
Ertesi günü Anafartalar grubuna gitmek üzere sabah erkenden hareket edilir, Heyet Anafartalar Grubu’nda bir gün geçirir. O zaman Mirliva/albay olan Mustafa Kemal Bey’le görüşülür. Geniş bir sâhada Haleb tümenine kavuşulur. Beyrut Müftüsü Mustafa Neca Efendi tercümesi Sebîlürreşad’da yayınlanan hitâbeyi askere karşı burada irad eder.
Grub karârgâhına döndüklerinde bir takım Halebli askerlerin, kılınç kalkan oynadıklarını görürler. Oyunun nihâyetinde bunlardan biri Hey’et-i ilmiyeye hitâben: “Ey Efendiler! Buradan döndüğünüzde evlâd u iyâlimize söyleyin ki biz düşmanın vücûdunu şu mübârek topraktan kaldırmayınca dönmeyeceğiz. Bunu böylece onlara bildirmenizi bütün silâh arkadâşlarım nâmına sizden rica ederim” der.
Heyet bir haftalık bu ziyaretten sonra İstanbul’a döner. Heyetin cephe intibaları daha sonra 1916 yılında “el-Bi’setü’l-İ̇lmiyye ilâ Dâri’l Hilâfeti’l-İslâmiyye” isimli kitapla kamuoyuna aktarılır.
Çanakkale zaferinin 100. yılında, Filistin, Suriye ve Lübnan’la birlikte Suudi Arabistan, Ürdün, Irak, Mısır, Tunus, Kosova, Bosna Hersek ve Azerbaycan’dan ilim adamları, yazarlar ve gazeteciler davet edilerek bu hatıranın yâd edilmesi amaçlanmaktadır.
İlim Heyeti’nin 100. yılı dolayısıyla, daha önce Beyrut’ta basılan Arapça kitap orijinali ile birlikte basılacak. ayrıca, İlim Heyeti’nin mihmandarı Ali Vahid Efendi’nin hatıraları mahiyetindeki Çanakkale Cephesinde Duyup Düşündüklerim isimli kitabı da latin harfleri ile basılarak dağıtılacak.
“100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale’de” Gezi Programı
Tarih |
Saat |
Faaliyet |
21 Ekim 2015 Çarşamba |
|
İstanbul’a geliş ve otele yerleşme |
22 Ekim 2015 Perşembe
|
08:30 |
İstanbul’dan Çanakkale’ye hareket |
12:00 |
Bolayır’da Nâmık Kemal ve Süleyman Paşa’nın kabrini ziyaret |
|
13:00 |
Öğle yemeği ( Gelibolu’da) |
|
14:30 |
Gelibolu’dan Çanakkale’ye hareket |
|
16:00 |
Çanakkale’ye varış ve otele yerleşme |
|
18:00 |
Otelde Çanakkale Savaşları hakkında sunum |
|
19:00-20:30 |
Akşam Yemeği |
|
20:30 |
İstirahat |
|
23 Ekim 2015 Cuma
|
07:00-08:00 |
Kahvaltı |
08:30 |
Gezi için hareket |
|
08:30-12:00 |
Savaş alanlarının gezilmesi |
|
12:00-14:00 |
Cuma ve öğle yemeği (Eceabat’ta) |
|
14:00-18:00 |
Çanakkale’ye dönüş, resmî ziyaretler |
|
18:00 -19:00 |
Otele dönüş ve dinlenme |
|
19:30 |
Akşam yemeği |
|
24 Ekim 2015 Cumartesi |
07:00-08:00 |
Kahvaltı |
08:30 |
Gezi için hareket |
|
08:30-13:00 |
Savaş alanlarının gezilmesi |
|
13:00-14:00 |
Öğle yemeği |
|
14:00-15:00 |
Çanakkale’ye dönüş |
|
15:00-18:00 |
Çanakkale şehrinin gezilmesi |
|
18:00-19:00 |
Otele geliş ve dinlenme |
|
19:00-20:30 |
Akşam yemeği |
|
20:30 |
Dinlenme |
|
25 Ekim 2015 Pazar |
07:00-08:00 |
Kahvaltı |
08:00 |
İstanbul’a hareket |
|
13:00 |
İstanbul’a varış |
|
13:00-16:00 |
Öğle yemeği, resmî kabul |
|
16:00-17:00 |
Ötele geliş ve dinlenme |
|
17:00-19:00 |
Akşam yemeği ve gezinin değerlendirilmesi |
|
19:00 |
Programın sona erişi |
100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale’de
Tertip Heyeti
D. Mehmet Doğan
Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr.
İbrahim Ulvi Yavuz
Ferhat Koç
Fatih Gökdağ
Memiş Okuyucu
Mustafa Güvenç
İrfan Çalışan
Proje yöneticisi: Ömer Çakır, Prof. Dr.
İlim Heyeti
Ömer Çakır, Prof. Dr.
Salih Yılmaz, Prof. Dr.
Kâzım Ürün, Prof. Dr.
Rıdvan Canım, Doç.Dr.
Lokman Erdemir, Yrd. Doç.Dr.
Faaliyet asistanları:
Merve Aksakal
Serkan Cihan
Bu faaliyet Başbakanlık Yurtdışı Türkler Dairesi’nin desteği ve Çankırı Karatekin Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü’nün ortaklığı ile gerçekleştirilmektedir.